Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
Virginia Woolf
Virginia Woolf
ismini duyduğumda aklıma Bilinç Akışı tekniği geliyor. Peki nedir bu teknik? Birazcık bilgi vereyim. Bilinç akışı tekniği iç konuşma ve iç monolog tekniğiyle karıştırılmaktadır. Bazı konularda benzerlik gösterse de yapısal olarak farklıdır. Bu tekniğin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz; 1- Karakterin zihninden geçenleri seri bir şekilde, ara vermeden, belli bir sıralamaya sokmadan aktarır. 2- Cümlelerde gramere, imla kurallarına dikkat edilmez. Cümleler samimi, uzun, karmaşık, devriktir. 3- Derin ve soyut ifadeler ön plandadır. 4- Karakterin iç dünyasını, düşüncelerini, hislerini daha gerçekçi olarak sunar. 5- Merkezdeki karakterle okur arasında daha iyi bağ kurulmasını sağlar. Teknik böyle olunca öyküleri okurken biraz zorluk çekilebiliyor.Öyküyü okumaya başlayıp ortalarına doğru gelince, durup ne okudum diye düşündüğüm tekrar baştan başladığım zamanlar oldu. Sanırım bu kitabı daha sakin ve sessiz bir ortamda okumak yerinde olacaktır.
Virginia Woolf
Virginia Woolf
yazım tarzına alıştıkça kitabı okumaktan keyif aldım ve hiç ara vermeden
Mrs. Dalloway
Mrs. Dalloway
kitabını okumaya başladım. Bu kitabın ilk öyküsü olan Phyllis ve Rosamond, yazarın yazdığı ilk öyküdür. Birçok öyküsünde olduğu gibi bu öyküsü de deneme yazısı tarzında başlar ve sonra kurmacaya dönüşür. Öyküde belirli bir kurgu, hatta gerilim yoktur. İki kız kardeşin kişiliği üzerine kurulan öykü, onların içinde bulunduğu toplumsal koşulları irdelerken ;amacı, kadının toplumdaki yerine, koşullarına ve olanaklarına dikkat çekmektir. Kendi Türünü Seven Adam ya da Bir Özetleme öykülerinde ise
Mrs. Dalloway
Mrs. Dalloway
' ın kahramanları Mr. ve Mrs. Dalloway sıkça rastlarız. Yine öykülerinden birisi olan Var Olma Anıları'nda da Mrs. Dalloway adlı romanından izler bulunuyor ve bu öyküde var olma anları zamanın ve mekanın içinde hızlı geçişlerle işleniyor. Woolf, öykülerinde karakter incelemelerine çokça yer vermiş,gerçek ve gerçekliğin doğası, kadınların toplumdaki konularını işlemiştir. İnsan zihninin sübjektif işleyişini yansıtabilmek için denemelerinde ve öykülerinde de ince fiziksel ayrıntılara, bilinç akışı tekniklerine, iç diyaloglara yer veriyor. Kitap ilk Phyllis ve Rosamond'la başlayıp yazarın son yazdığı öyküsü Kaplıca ile bitiyor. Bu iki öykü arasındaki otuz beş yıllık süreçte yazıdığı öyküleri okumak, yazarın kalemindeki gelişimi görmek bana oldukça güzel bir okuma deneyimi sağladı.Beğendiğim bir alıntıyla incelememe son verirken, merak şimdiden edenlere keyifli güzel okumalar dilerim. ''Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun içinde savrulmaya benzetebiliriz-öbür uca vardığımızda saçımızda tek bir toka bile kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atılarının kuyrukları gibi geriye savrulur saçlarımız. Evet, bu hayatın hızını ifade ediyor sanırım, sürekli boşa harcananları ve onarılanları, bütün bunlar öylesine sıradan, öylesine gelişigüzel ki... ''
Pazartesi ya da Salı
Pazartesi ya da SalıVirginia Woolf · Sia Kitap · 2019446 okunma
··
1.457 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.