Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

576 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gecikmeler nedeniyle ancak paylaşabildim fakat hızlıca şunu belirtmek istiyorum. Hepimizin Ramazan’ı hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun, istediğimiz her şey gönlümüzce olsun deyip kitaba geçelim. Falih Rıfkı Atay sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’e dair en geniş ve kapsamlı bilgileri alabileceğimiz insanları sıralamak gerekirse bunların arasında Sinan Meydan da mutlaka yer bulacaktır. Bunun en temel sebebi de Atatürk üzerine yapılacak tüm inceleme ve araştırmaları yapan bir yazarımız olmasındandır. Bu kitabında da karşımıza bu konu çıkacak. Sıralı olarak baktığımızda evvela Anadolu Direnişi üzerinden başlıyoruz. Bunu nasıl düşündü, şartlar neydi, neler karşısına çıktı gibi aslında pek çok soruya verilen cevaplar yanında hurafeler üzerine de yoğun bir eleştiri yapılıyor. Daha sonra kafasındaki planlar ve bunları kimlerle ne şekilde yaptığı da ayrı bölümler halinde anlatılmış. Kitabın en iyi yönü ise tüm bunların karıştırmadan, düzenli ve belirli bir sırayla ilerleyip anlatılması. Uzun bir eser olsa da kafa karıştırmıyor ancak yorucu olduğunu inkâr etmeyeceğim. Düzenli olması hem çabuk okunmasını sağlar hem de sıkmayıp dilediğimizde mola vererek rahatça okuma imkânı sunar. Mesela bu çarpıtmalardan bahsediliyor. Bunlar nasıl yapılıyor, kitapta da çok uzundur benim aklımın alacağı şekilde nasıl yaparız gibi benzeri yorumlar olabilir. Bilhassa yorgun olduğumuz zamanlarda da bu gayet doğaldır. Mesela Kurtuluş Savaşı başta olmak üzere bizim verdiğimiz pek çok savaşta, bilhassa Atamız da ordularımızın başında ise bunlara kılıf bulunur. Aman Efendim, şöyle böyle. İstanbul’u kim fethetti? Fatih Sultan Mehmet. İlk Halife kimdir? Yavuz Sultan Selim. Neden? Mısır’da Memlükleri yendi. Hepsi kabul hepsi tamam daha fazlası da var ama zehir de burada işleniyor? Kardeşim, İstanbul’u kim kurtardı? Çanakkale’de en büyük direnişi kim gösterdi? Kim sıfırdan devlet kurdu. Kim İzmir’de Manisa’da tecavüz edilen kadınlarımızı, annelerimizi; başı kesilen çocukları, yaşlıları savundu ve bunu yapan Yunanlıları denize döktü? Atatürk! Ama iş buraya gelince hemen bir itiraz yok efendim milletin azim ve duası, yok efendim millet topyekûn savaşa dahil olduk attık düşmanı falan. HOŞT. Eğer ki bir insan, kendi doğduğu öz vatanında, kendi vatan evlatlarına tecavüz eden, öldüren, vahşetler yapan Yunanlılara hiçbir zaman ses çıkarmıyor ama ATATÜRK konusu geçince hemen yukarıdaki örnek gibi davranıyorsa ondan uzak durun. Önce anlatın, önce bilinçlendirin ama yok hala Atatürk şöyle böyle yorumları görüyorsanız bırakın. Onun büyüğü AtaTürk değil AtaYunan’dır. Ona anlatamazsınız. Yine o ve onun gibi düşünenler hep birbirine benzer, utanmadan sıkılmadan keşke Yunan kazansaydı diyebilecek kadar da hayasız, utanmaz, ahlaksız yorumlar yapabilir. Türkler olarak hepimiz, evet arkadaşlar hepimiz, tarihten silinmek istendik. Defalarca yapıldı. O kadar çok karşılaştık ki bu durumla. Ayrıca buraya saçma sapan tepkiler vermeyin lütfen. Hepimiz Türk’üz. Herhangi bir sınır kapısından dışarı çıktığın andan itibaren Türk'sün. Yok bu Sivaslı, Erzincanlı, Erzurumlu gibi olaylar bitti. Ülkemize gelmişler, biz ülkemize bulaşmasın diye etrafa gitmişiz derken bir şekilde savaşmışız ve tarihten silinmeye çalışılmışız. Bu süreçte ulus olarak aydınlanmışız çünkü kimseden fayda olmadığını anlamış ve buna göre her şeyimizle savaşmışız. Bu milli bilinci asla dost olmayan ama dost görünümlüler dışında içimizden, bizimle aynı kimliği taşıyanların da baltalamaya çalışması; başta Kurtuluş Savaşı olmak üzere varoluş mücadelemizi küçük göstermeye çalışmaları oldukça dikkat çekicidir. Eğer ki Kurtuluş Savaşı olmasa, atalarımız o mücadeleyi vermese bizler burada olamaz; bu günleri göremezdik. Yani o insanlar bir karar verdiler ve o kararı hemen uyguladılar. Çünkü son şanslarıydı. Günümüzde de bir yerde savaşlar, sömürüler kısaca insanların hayatını kaybettikleri mücadeleler yaşanıyor. Bizlerin burada mutlak surette anlaması gereken ise milli benliğimizi korumamız, kendimizden utanmamamız, mücadeleyi sürdürmemiz ve tarihimize sahip çıkmamız gerektiğidir. Zaten hiçbir tarihçi bunun aksini söylemez ama önemli olan okurun da bu mesajı almasıdır. Bu yüzden hem yazarı hem de kitabı yayımlayanları emek verilen baskı için ayrı ayrı tebrik etmek gerektiğine inanıyorum. Burada bizlerin cehalet ile mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü ülkemizde uzun yıllardır psikolojik bir savaş sanatı olan beyin yıkama yapılıyor. Alternatif bir resmi (!) tarih sunumuna karşı çok dikkatli olmamız ve araştırmamız gerektiği açıktır. Kurtuluş Savaşı kadar öncesi ve sonrası için anlatılanlar adeta bu mücadeleyi arka plana atmış, mücadele için canını kanını verenlere bir hıyanet belgesi olmuştur. Ve bu hıyanet, siyaset başta olmak üzere parti fark etmeksizin pek çok kuruma işlemiştir. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları
Atatürk'ün Gizli Kurtuluş PlanlarıSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2019153 okunma
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.