Bir Bilim Adamının Romanı, Oğuz Atay’ın diğer eserleri düşünülürse bana göre farklı bir yere konmalı. Biyografik roman türündeki eser, Oğuz Atay’ın İTÜ İnşaat Fakültesinden hocası Prof. Dr. Mustafa İnan’ın hayatını anlatıyor. Aslında böyle bir eserin gençlere örnek olacağı düşünülerek TÜBİTAK tarafından öneri verilmiş. Hocanın romanını yazma görevi de hocanın oğlu tarafından Oğuz Atay’a önerilmiş. Oğuz Atay da düşünmeden kabul etmiş ve ortaya bu önemli eser çıkmış. Eserin ilk yayım yılı 1975. Bir profesör ile bir gencin konuşmaları şeklinde ilerleyen anlatıda Mustafa İnan’ın doğumundan ölümüne birçok detayı okuyoruz. Hocanın özel hayatı ve akademisyen kimliği öğrencileri, hocaları, dostları tarafından anlatılan anılarla aktarılıyor. Biyografik roman dendiğinde akla belki daha farklı bir kurgu gelebilir fakat bu romanda kurgu namına pek bir şey yok. Anlatılan her şey isimsiz iki kahramanın ağzından veriliyor, hepsi bu. Oğuz Atay’ın romanlarında kullandığı üslup burada da net olarak görülüyor. Yaptığı eleştiriler, o ironi yüklü anlatım tarzı bu metnin herhangi birinin elinden çıkmadığını hemen belli ediyor. Mustafa Hoca’nın öğrenme ve öğretme aşkı, sadece kendi alanıyla değil edebiyat, müzik, dil gibi alanlarla da yakından ilgilenmesi dikkate değer. Divan şiirine duyduğu sevgi, etimolojiyle ilgilenmesi kendisini tanımayanlarda inşaat mühendisliğinde değil de edebiyat bölümünde profesörmüş izlenimi yaratabilir. Hocayı farklı kılan da farklı alanlarla ciddi şekilde ilgilenmesi olmuş diyebilirim. Benim okuduğum Mustafa İnan; idealist, öğrenmeye ve öğretmeye aç, yardımsever, insanları kırmaktan kaçınan, çok çalışkan, hassas ruhlu, esprili bir insan. Kısa ömrüne birçok başarı sığdırmış; daha 34 yaşında profesör, sonrasında fakültenin en genç dekanı ve üniversitenin en genç rektörü olmuş. İlk doktorayı yapan öğrenci olduğu gibi, ilk doktora yaptıran hoca da olmuş. Alanında bir ekol oluşturmuş, yetiştirdiği öğrenciler akademiye büyük değer katmış. Sadece hocalığıyla değil, idareci yönüyle de öne çıkan Mustafa Hoca, herkesin görüşlerine önem verdiği, sözüne itibar ettiği müstesna bir şahsiyetmiş. Hasta olduğu yaşamının son günlerinde bile kitabının ikinci cildini yetiştirmenin, öğrencilerine faydalı olmanın derdinde bir hocadır Mustafa İnan. Kitabın sonunda bir de fotoğraf albümü bulunuyor. Bu fotoğraf albümü ilk baskıdakine (Bilgi Yayınevi) göre genişletilmiş. Fakat ilk baskıda olan bazı fotoğraflar da İletişim Yayınları baskısında bulunmuyor. İletişim Yayınları baskısında oğlu Hüseyin İnan’a ait bir de son söz mevcut. Bu son söz 2013 yılında yazılmış. Her şeyi burada yazmayayım, bu büyük bilim adamını öğrencisi Oğuz Atay’ın kendine has üslubuyla tanımak istiyorsanız kitabı okumanızı mutlaka öneriyorum.

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202016,9bin okunma

··

1.006 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.