Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

YAZI UZUN, ÇIKARILACAK DERS DAHA DA UZUN!
Öncelikle iyi günler, yazı fazla uzun ama İnsaAllah okursunuz ve herkes kendine bir pay çıkartır. Üniversite dönemlerin iken hocamız sınıfımızı gruplara ayırıp 3-4 kişilik gruplar oluşturup, farklı özellikteki öğrencileri incelememizi istemişti. Bizim gruba otizm farkındalığı gelmişti her hafta bir grup videolar, makalelerden alıntılar vesaire yapıp slaytan sunum yapıyordu. Biz grubun içinde olan başka bir arkadaş ile ( grubumuz 4 kişilikti) rehabilitasyon merkezine gitmeye karar verdik orda hocalarla konuşup derdimizi anlatık , sağ olsunlar izin verdiler . ( Annesinden de ayrı izin aldık) Çocuk bir kaynaştırma sınıfında ya da akranları ile eğitim gördüğü bir yerde değildi, 4-5 yaşlarında sürekli mırıldanan, ilgisi sadece renkli oyun hamurlarındaydı . Hocamız oyun hamurlarını elinden almaya çalıştığında etrafı dağıtıp, kafasını duvara sürekli vuruyordu ( bunun için sınıf önlemi almıştı) oyun hamurları yokken çocuk ayağa kalkıp etrafta dönmeye ve bir şeyler arıyormuş gibi etrafa bakınmaya başladı, çocuk birden benle arkadaşımın karşısına geçti ve arkadaşımın elini tutu ,kısa bir süreliğine sonra elini çekip tekrar dönmeye başladı . Yine karşımıza gelip bu sefer benim elimi tutu ve salise de olsa göz kontağı kurdu orda o mutlulukla" hocam göz teması kurdu, gördünüz mü ?" dedim Odada biraz daha kaldık annesi ise kapıdan bize bakıyordu ( pencerenin üst kısmı cam şeklindeydi eğer aile eğitim sürecinde ebeveynleri yanında değilse etkinlikleri görüp evde de aynısını yapması için görmesi sağlanır.) Daha sonra annesi ile röportaj yaptık Annesi bu süreci su şekilde anlatı Anne : ilk fark etmedim küçük yaşı, göz teması kurmaması normal ya da geç konuşması sonra korktum hastaneye gittim doktorlara inanmadım,inanmak istemedim çocuğum büyüdükçe onu kimse görmesin, fark etmesin diye içeriye kapatım sonra olmuyor yapamadığımı fark ettim ve başka bir yere daha hastaneye götürdüm ilaç tedavisine başladım sadece sussun,onun varlığını hissetmeyeyim diye ilaçlar verdim ama çocuğum düğmesi olan bir robot gibi olmuştu hiçbir şey yok motor gelişimi bile durmuştu sonra hatamı anladım ve çok pişman oldum, ..... Sürecin sonunda anne çocuğunu kabul etmişti, ağlayarak anlatıyor ve yaptıklarından utanmış gibiydi ( bir itirafta bulunmak isterim ki anne bunları anlatırken ona kin duymuştum) Herneyse bu bana üniversite de verilen en güzel ödevlerden biriydi, insanlık ödevi almıştım. Ve gerçekten insan en çok kendinden,dert saydığı şeylerden utanıyor bu süreçlerde. Şuan eğitim verdiğim okulda da kaynaştırma öğrencisi var haddim değil belki lakin sokakta ,okulda, serviste...özel bireyler gördüğünüzde gözlerinizi dikerek bakmayın onlar sizi görmüyor değil onlara acimayin " vah vah " demeyin böyle onlara en büyük kötülüğü, ayıbı yaparsınız.
··
1.199 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Rumeysa okurunun profil resmi
Her birey biriciktir. Her birey tipik gelişim göstermeyebilir. Bu gelişim süreci de biriciktir. Kişi merkezli değerlendirme yapmak bu anlamda kıymetli olandır. Aktivite ve rol dengesinin olması bireyleri toplum içinde sağlıklı kılar. Dezavantajları dolayısıyla stigmaya uğrayıp toplumsal katılımdan mahrum bırakılan bireyler sağlıklı kalamaz. Toplumda kişilere etiketlerle yaklaşılması sonucu kişide kendini etiketlemeye başlar. Örnek olarak engelli tuvaleti diye ayrı bir tuvaletin olması bile bu durumu pekiştirir. Aslolan tuvaletlerin herkesin kullanabileceği şekilde tasarlanmasıdır. İnsanız hepsi bu, yalnızca hepimizin farklı ihtiyaçları var. Sosyal devlet anlayışı herkesi gözetmelidir ;)
Kitap rafı okurunun profil resmi
Yazınız için çok teşekkür ederim. Bir notta ben ekleyeyim Görme Engelliler okulunda görev yaparken gerek yetişkin görme engelli öğretmen arkadaşlardan gerekse yaşı daha büyük öğrencilerden duyduğum ortak şikayetler yolda yürürken( görme engelli öğrencilere yürüme, baston kullanma gibi becerilerin öğretildiği bir ders var bu bireyler yolda yön bulup yürüyebilme becerisine sahip bir şekilde mezun oluyorlar) "iyi niyetli" kişiler tarafından kollarından tutulup nereye gideceksin ben götüreyim davranışından çok rahatsız olduklarını anlatırlardı. İzinsiz kimsenin koluna girilmeyeceği gibi görme engelli bireylerinde girilmez izin alıp yardıma ihtiyacı var mı? O sorulur yoksa iyi günler dileyip ayrılmak gerekir.
Ruken okurunun profil resmi
Okuduğunuz için ben teşekkür ederim 🌸 Hocam görme engelli bireyler en çok tacize, tecavüze uğrayan bireyler arasında saldırganların yüzlerini göremedikleri için o mahluklar için utanarak söylüyorum avantaj oluyor. Ve görme engelli bireyler bunun için teması sevmezler ki biz normal bireyler için bile tanımadığımız biri bile dokunurken igreniriz. İnsaAllah bir gün amacı sadece iyilik olup ve sizin dediğiniz gibi " yardım etmemi ister misin?" diyen bireyler olur sadece ...
Ruken okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.