Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
InsanSadeceSahipOlunmayanŞeyiSever SadeceErişilmeziAradığıŞeyiSever
PROUST'GIL DENKLEM hiçbir zaman basit değildir. BECKETT tan inceleme de hiç basit değildir... Buara en çok özlediğim okumalarım
Marcel Proust
Marcel Proust
Kayıp Zamanın İzinde
Kayıp Zamanın İzinde
Serisi iken
Samuel Beckett
Samuel Beckett
ile okuma anılarımı tazeleyeyim dedim, birçok durum ve karakter zihnimde canlansa da ince ayrıntılar da anımsama yaşadım. Buna da güzel bir cümle iliştiren Beckett beni en az bölünemez Proust cümlelerinde olduğu gibi bölünemez Beckett incelemesiyle bazı sayfalarda neyazikki alıntı paylaşırken bölemedim ve tüm sayfa alıntı oldu :))) iyi ki öyle oldu ben zihnindeki herşeyi ile tekrardan okur gibi oldu, belki Beckett in derin anlamlarına ulaşamamış olsam da kendi anlamlandırmalarım içinde çokça etkileyici bir okuma oldu*** Çay ve bisküvi beni başka yerlere okuma serüvenimiz içinde güzel çağrışımlara götürerek babanne-sevdigi yazar arasındaki bellek yoklamam güzel çağrışımlar yapsa da ölüm üzerinden etkisi içimde buruk bir duygu oluşturdu, edebiyat kıyaslaması içinde
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
ve Proust karşılaştırması da etkileyici kısımdı. Swann, Odette, Gilberte veeeee efsane Albertine üzerinden aşk, dostluk, kıskançlık, unutma konusuna vurgular yaparken müzik ve doğa üzerinden zihinimdeki yarım kalan soru işareti olan yer anlamlandırılmış oldu cinsellik vurgularında özellikle bitki kavramı beni düşündüren kısımdı güzel bir açıklama olmuş, insan-varoluş, toplumsal normlar içinde duygu durumları ve zaman kavramı ile ifadeleri muazzamdı, benim için en anlamlı kısım ise alışkanlıklar üzerine bağlantıları idi. Vesselam iyi ki okudum, Proust özledikçe de okuyacağım, kütüphanemde kaldırmaya kiyamadıklarim arasında yer alan bir kitap oldu*** Kayıp Zamanın İzinde serisi ozleyenler içinde hatırlama alıntısı bırakayım*** ...Gerçek. Ne var ki başına buyruk bir sihirbazdır irade-dışı bellek, çağlara cevap vermez. Mucizesini gerçekleştireceği tarih ve yeri kendi seçer. Proust'ta bu mucizenin kaç kez gerçekleştiğini bilmiyorum. Galiba on iki ya da on üç kez. Ama ilki --bisküvinin çaya batırılmasıyla ilgili ünlü epizot- bütün kitabının iradedışı belleğe ve onun eylemlerinin destanına adanmış bir anıt olduğu iddiasını haklı çıkarmaya yeter. Sadece Combray ve çocukluk yılları değil, Proust'un bütün dünyası bir çay fincanının içinden çıkar gelir. Çünkü Combray bizi o iki "yola", iki "tarafa" ve Swann'a getirir; Swann'a da Proust'gil deneyimin bütün öğeleri ve sonuçta bu deneyimin açıklandığı doruk noktası bağlanabilir. Swann, Balbec'in ardında duran figürdür ve Balbec de Albertine ile Saint-Loup demektir. Swann, dolaysız biçimde, Odette ve Gilberte'i, Verdurin'leri ve küçük klanlarını, Vinteuil'ün müziğini ve Bergotte'un sihirli düzyazısını; dolaylı olarak da (Balbec ve Saint-Loup yo- luyla) Guermantes'ları, Oriane ile Dük'ü, Prenses'i ve M. de Charlus'yü işin içine çeker. Swann tüm yapının temel taşı ve anlatıcının çocukluğunun merkezi figürüdür - bir çocukluk ki demli çaya batırılmış bir bisküvinin nicedir unutulmuş tadıyla uyarılan ya da cezbedilen iradedışı bellek, özsel değerinin bütün girinti çıkıntıları ve renkleriyle birlikte, bir fincanın anlaşılmaz sıradanlığının sığ kuyusundan çekip çıkarıyordur onu... Zira ben tüm bunları çok özlemiştim***
Proust
ProustSamuel Beckett · Metis Yayıncılık · 2012258 okunma
·
2 artı 1'leme
·
177 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.