Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

365 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İNCİR TARİHİ Faruk Duman’dan okuduğum üçüncü kitap İncir Tarihi İlk iki kitap öyküydü, bir de romanına bakayım dedim. İncir Tarihi, Büyülü Gerçekçiliğin tavan yaptığı destansı bölümlerden oluşan bir kitap. Büyülü gerçekçiliği severim ama arkasına güçlü bir dili veya insanı şaşkınlıkla kanatlandıran kurguları alırsa. “Büyülü Gerçekçilik ögeleri tek başına şaşkınlıkla kanatlandırıcı değil midir? Diyen olabilir. Benim için değil. Nitekim Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm’ü beni ziyadesiyle sıkmıştı. Onda da Büyülü Gerçekçilik tavan yapmıştı ama beni büyüleyememişti. Neyse, kitabımıza dönelim. Önce bizi neden sonuç ve bahane hakkında sorgulamaya davet ediyor Anlatıcımız Zeyrek. Bu kısımlar tekrar okunmaya değer. Dil lezzeti bir yana, felsefesi için de. Kelimelerin bölümü de tekrar okunmaya değer. 17. Bölüm Dil lezzeti dedim de gerçekten işte o büyülü gerçekçiliği bu kitapta parlatan kuşkusuz dildi. Kadim anlatma geleneğinin özelliklerini müzikaliteyle yoğurmuş yazar. Kitapta Eski Anadolu Türkçesine has kullanımlar dikkat çekiyor. Bu konuşmanın hâlâ yaşadığını modern bir romanda gösteriyor bize. Ama tabii hüner bu dili müzikaliteyle yoğurmakta. Ben de o yüzden sevdim zaten. Kitapta eminim bir sürü metinlerarasılık vardır. Çok ilgimi çekmediği için destanlara ve masallara ait bilgim bir yere kadar benim. Çoğu bölümü sadece o anki anlatım lezzetini tadarak okudum. Araştırma ihtiyacı hissetmedim ama Hz. Yusuf’un öyküsündeki farklılıkları yazar mı kurgulamış yoksa farklı kutsal kitaplarda veya farklı mitolojik hikâyelerde buna benzer bir versiyon var mı merak ettim. Doğruluğu ve yanlışlığını tartışmak kadar saçma bir şey olamaz zaten ve benim bunu örnekleme amacım bu değil. Şunu söylemek istiyorum: Eğer bu yazarın kurgusuysa zekice. Hz. İsa olayında, bizim Oğuz Kağan destanında dile gelen bebek motifi bu defa bir kötülük için dile geliyor. Bu yanıyla ilginç. Yazarın kurgusu olmama ihtimaline binaen bir ara araştıracağım. Baştaki sorgulamaya binaen ben de sormak istiyorum Şimdi bu yorum mu kitaptan aldığım zevkin bahanesi, kitap, zevkin mi bahanesi yoksa kitap ve zevk yorumun mu bahanesi? Ya da efendim, belki de şöyledir: okumanın, keyif almanın, efendime söyleyeyim, aldığım keyfi yazmanın bahanesi saymalıyım kendimi. Olmadı. Son cümlede o müzikaliteyi taklit edeyim dedim de benzer sözcükler kullanmak değil maharet. O müzikaliteyi kurabilmekte, ona harcanan zamanın niteliğinde, verilen emeğin inceliğinde. Güzel, okunası, tatlı bir kitaptı. 31.01.2023
İncir Tarihi
İncir TarihiFaruk Duman · Can Yayınları · 2010420 okunma
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.