Kitap başta gözümü çok korkutmuştu ama asla öyle değilmiş, ön yargılı olmamak lazımmış. Zaten ben böyle cinayet konulu kitapları seviyorum, katilin kim olduğunu tahmin etmek eğlenceli oluyor. Ayrıca zaten kitap sırlar ile dolu oluyor ve ben sırlara bayılırım. Polisye gerilim severler buna bayılacak. Sihirbaz sandığının üzerinde kılıçlardan geçirilmiş bir kadın cesedi bulduğunuzu düşünsenize. Şahsen düşünmek bil istemem ama kitapta her şey böyle başlıyor. Çok fazla karakter vardı kitapta bu beni biraz üzdü ama sonradan alıştım hepsine. Hepsinin karakter özellikleri tam oturtulmuştu bence. İnce ince islenen bir kurguya hazır olun o yüzden. Mina’nın mikrop fobisini bizim gözümüze ha bire sokmalarına sevmedim bence bir iki kez yazılsaydı yeterdi. Çok fazla da detay vardı kitapta bu biraz kurgunun gidişatını etkiliyor ama bir süre sonra arka planda kalıyor. Seri başlangıcı olduğu için belki de karakterlerin fazla oluşu ve onları detaylandırılmış olabilir. Ben şahsen kitabi sevdim, devam kitaplarını da okurum. Korkunç bir cinayet… Dedektif Mina Dabiri daha önce böyle bir vakayla hiç karşılaşmamıştır. Bir parkın hemen dışında kılıçlarla delinmiş bir sihirbaz kutusu ve içinde çıplak bir kadın bulunmuştur. Ancak bu sefer bir sihirbazlık numarası değil, cinayet işlenmiştir. Şaşırtıcı bir kovalamaca… Soğukkanlı bir katili yakalaması gerektiğini bilen Mina, ünlü mentalist Vincent Walter’ın yardımına başvurur. Sihir ve illüzyon dünyasının sır perdesini ancak o aralayabilir. Çözülmesi gereken bir şifre... Mina ve Vincent maktulün bacağında roma rakamıyla III yazıldığını, kutunun içine kırık bir kol saati bırakıldığını ve katilin tek bir cinayetle yetinmeyeceğini anlar. Tüm ipuçları katilin onlara bir şifre verdiğini ve cinayet işlemeye devam edeceğini söylemektedir. Tek yapmaları gereken şifreyi çözmektir.

ŞifreCamilla Läckberg · Doğan Kitap · 202361 okunma

·

88 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru