Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
SESSİZ GECE YAZILARI / NEBİL ÖZGENTÜRK Bir Yudum İnsan, Yaşamdan Dakikalar, Rüzgara Karşı Yürüyenler gibi belgesellerini izlediğim, fırsat buldukça yazılarını takip ettiğim Nebil Özgentürk'ün Sessiz Gece yazıları adlı kitabını okudum. 2018 yılında yayınlanmış kitap Ara Güler'e ithaf edilmiş. ( bendeki de ilk baskı ) Kapak fotoğrafı da Ara Güler objektifinden. Araştırdığım zaman aynı adlı 2004 tarihli bir kitabı daha var Özgentürk'ün. İlk kitabın arka kapağında: "Sisli zamanlar"da, "sessiz geceler"de karalamaya koyulduğum bir yazılar demeti sunuyorum size... Bir ülkede ne yaşanıyorsa, tanıklık ettiğimce, gülümsediğimce, kalbim üşüdükçe, öfkelendikçe, kırıldıkça, kırdıkça, kahroldukça, "geçmiş baharlar"a özlem duydukça ve ağladıkça kayıt düştüğüm yazılar... Evet, tabii ki "sisli hatıralar" da var içinde, "yüksek volümlü sesler" de... Bir hoş sada niyetine...Diye yazmış Özgentürk. Elimdeki yeni baskının arka kapağında ise: İnsanların müstakil hikâyeleri, insanlığın ortak yaşamından bağımsız değil. Zamanında, belki de hiç ilgilenmediğimiz bir topluluğun, bir şairin ya da bir fotoğrafçının gündemi olan şeyler, hepimizin geleceği olabilir. Nebil Özgentürk, Sessiz Gece Yazıları’nda, zamane olaylarının içindeki zamansız hikâyeleri buldu ve yeniden gün yüzüne çıkardı. Yazmakta. "15 yıl sonra yeniden, Sessiz Gece Yazıları'na Önsöz" ile Nebil Özgentürk, 2003'ten 2018'e ülkede, insanlarda, hayatımızda, hislerimizde, yazılıp, çizilenlerde olan değişiklikleri dip notlarda belirtmiş. "Eski yazılar" üzerinden bakarak bu değişimleri okura yansıtıyor. "Ada'da Bir Gün" adlı yazıda: "Ada'ya yolunu düşüren herkesin bildiği bir başka güzellik, bir başka geçmişe yolculuk... Faytonlar... Ada'ya gelip de, Arnavut kaldırımlarda iki tahta tekerleğin çıkardığı, insanı eski romanlarımızın kahramanlarıyla buluşturan o eski ama tanıdık sesle, yaşayan her insandan daha yaşlı çınarların arasından geçerek büyük tura çıkılmaz mı?" Diye soruyor. Maalesef artık çıkılamıyor. İki tahta tekerleğin çıkardığı eski ama tanıdık ses artık yok. Bu kitap basıldıktan sonra adalarda faytonlar yasaklandı. Tamamen yasaklamak yerine Londra'daki gibi kontrollü, bakımlı birkaç tane kalamaz mıydı? Nostaljik olarak turistik amaçlı... Nazım ile ilgili birkaç yazı vardı. Bunlardan "Yurttaş Nazım" adlı olanı ilgimi çekti. Nazım'ın vatandaşlıktan çıkarılması, Bekir Çoşkun'un bu konu hakkındaki yazısı ve hukukçuların yasal olarak vatandaşlıktan çıkarılmayı incelemeleri. "Dedeler ve Torunlar" içinse ne diyeceğimi bilemedim. Hayatın cilvesi mi kader mi? Ömrünü İstanbul'a vakfetmiş Çelik Gülersoy (ki İstanbul için yaptıkları yok edilirken çok üzülmüştüm); spor yazıları kadar toplumsal yazılarıyla da "Spor yazarlarının Balzac'ı", "Baba" gibi lakaplarla anılan İslam Çupi; "Şiirimizin büyük kaptanı" Attila İlhan gibi değerlerimizden bahseden yazılarla kederli bir yolculuktu yaptığımız. Sessiz Gece Yazıları, bir gecede sessizce bitiverdi, ardında anıların tadı, yaşananların hüznü ve buruk bir gülümseme bırakarak...
Sessiz Gece Yazıları
Sessiz Gece YazılarıNebil Özgentürk · Karakarga Yayınları · 201820 okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.