Cümleten Merhaba, hayırlı geceler, hayırlı sahurlar. Gecemiz hayırlı ve bereketli olsun. Attila İlhan serimize başlarken aynı zamanda bereketli geçeceğine inandığım bir Nisan ayında da ilerliyoruz. Böyle güzel, sürprizlerle dolu bir gecenin sonunda ve yeni günün başlangıcında iyi bir kitapla başladığımızı düşünüyorum. Evvela tekrardan Attila İlhan serisine başlayacağımız için mutlu olduğumu belirtir, aynı zamanda emeği geçen iki büyük yayına (İş Bankası ve Adam Yayınları) teşekkür ederim. Bu yolculukta hedefim 40 Attila İlhan kitabını tamamlamak üzerine olacak. Allah’ın Süngüleri aynı zamanda yazarın 1909-1960 arasını seri olarak anlattığı bir kitap serisi. 7 kitaplık bir serinin 6 numaralı kitabından başlamış olduk yani. Gerek Türk Kurtuluş Savaşımızı gerekse de Atatürk ve çevresine dair yazılan bilgiler açısından önemlidir. Şair yönüyle tanıdığımız aydının aynı zamanda gereken kıymeti almadığını düşünenler açısından roman serisinden okuyarak başlamak da bana göre önemlidir. Ki zaten kitabın başında o kime ait olduğu belli olmayan ama yürek burkan sözleri görerek başlıyor olmak bile heyecanımı arttırdı diyebilirim. Tabi biraz uzun soluklu bir kitap oldu ama okumak için acele de etmiyoruz. Nasılsa 3 günde bitireceğimiz kitapları da var yazarın, günde 3 kitabını okuyacağımız şiirleri de. Tadını alarak okumak en güzeli. 1920 yılında Anadolu’ya geçen Admir Paşa ve bazı vekillerin Ankara’da toplanmaları, yakılan direniş ateşinin yanında yapılan kışkırtmalar ve ayaklanmalar da kitabın temel konusudur. Reis Paşa karakterinin üzerine çok fazla eğilim yoktur ancak genel olarak hem İstanbul ve oranın zengin konakları hem de Ankara yolu, dolu trenler ve direnişçiler kitabın konusudur. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Halide Edip Adıvar, Makbule ve Zübeyde Hanım, Fikriye Kraliçemiz (Fikriye Hanım’ı her seferinde ayrı bir yere koyduğum için bazı konularda objektiflikten uzaklaşıyorum, bunun için özür dileyemeyeceğim sadece belirtmem gerekiyor) ve Kazım Karabekir gibi karakterler de kitapta hayat bulmaktadır. 1920-1921 arasındaki bu tarihsel mücadeleyi okurken, gerçeklerle de harmanlanmış olduğunu göz önüne mutlak aldığımızda, iç düşmanların dış düşmanlardan daha büyük bir tehlike olduğunu anlıyoruz. Bu oldukça önemli bir nokta ve öyle zannediyorum ki yazar, serinin diğer romanlarında da tam olarak bu konuya odaklanıyor ve bu mesajı veriyor. Önceden biraz birikim gerektiriyor olması da önemli. Çünkü yazar, insanımızın tarihiyle olan bağını da hesaba katarak ona göre bir anlatım yaparken kullanım dili olarak kendi konuştuğu değil bizim artık çok sık kullanmadığımız ama genelinde -kişisel olarak- manasını bildiğimiz kelimeler kullanmayı tercih etmiş. Burası çok önemli. Mesela mamafih demeyiz, hasbelkader kelimesini o kadar kullanmayız ama kelimeye aşinalığımız illaki vardır. Yazar da bu şekilde kaleme alarak dönemi tam anlamıyla yaşatmaya çalışmış. Aynı zamanda çocukluk ve ilk gençlik döneminin (1925 doğumludur) yakın zamana denk gelmesi de önemlidir. İstanbul’un işgali özelinde gerek psikolojik olarak yaşananlar gerekse de toplumsal olarak yapılanları oldukça duygusal biçimde harmanlamış. Alttan alta milliyetçilik duygumuzu kabartan, kim olduğumuzu hatırlatan bir kitap var karşımızda. Savaşla, işgalle başarısız olanların özendirmeyle, kendi halkına kültürüne düşman ederek farklı bir kültür sunarak yaptıkları sessiz işgal (kendimce en uygun kelimeydi) ayrı bir kitap konusu olacak kadar önemli aslında. Bunlara mutlak surette dikkat edilmesi gerekmektedir. Kendi adıma çok etkileyici, çok önemli bir eser olarak görüyorum. Attila İlhan’ın hak ettiği değeri fazlasıyla alması dileklerimle de hepimize iyi okumalar diliyorum..

Allahın SüngüleriAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2006147 okunma

··

187 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.