Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

249 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Ellerim senin rengin; ama bu kadar beyaz bir kalp giymekten utanıyorum
Hangimiz bir diğerimizi, en yakın olduğumuz ve en çok tanıdığımız hatta en çok bizim tanıdığımız olan bir diğerimizi gerçekten tanıyoruz ki? Peki kişi kendini ne kadar tanıyor ki biz onu ondan bile daha iyi tanıyalım.. Tanımak belki de bize tanıdığımızı düşündürecek kadarıyla yeterlidir zaten de biz mi bazen (sık sık) yetinmeyi bilmez ve iyice tanımak gibi bir derde düşeriz acaba. Herkesi de iyice tanımak gerekli değilse bile (ki zannediyorum birçoğumuz bunu böyle kabul eder ve yaşantımızda da uygularız) bazılarını ya da tek bir kişiyi iyice tanımak, tanıdıkça daha çok tanımak mı gereklidir? Tanıdıkça her şeyin iyi olacağının teminatı olmadığını unutur muyuz bunu yaparken yoksa içten içe istediğimiz şey her şeyin iyi olması değil de aldanmamak mıdır? Belki de biz kendimizce bir anlam verdiğimiz şeylerin kişiyi daha çok tanıdıkça yıkılması ile kendi kendimizi aldatıyoruzdur. Buna sebep olunca da daha çok tanıdığımız kişi daha uzaklarda devam etsin yaşamına diye isteyeceğiz belki de.. Oysa en yakınımızdakini daha iyi tanımaktı gayretimiz. Belki de olduğu gibi bırakmak gerekiyordur bazı şeyleri. Anlık yaşantılar ile tanımalı ve tanımaya geçmişte kalmış birçok şeyi dahil etmemeliyiz. Geçmişteki sen mesela hala aynı sen misin? Yaşadıklarını tamamen sen mi belirledin? Engel olmak isteyip de engel olamadığın bir sürü şey (hiç olmazsa tek bir şey) gelmedi mi başına? Sırlar ortaya çıktığında, birisiyle olsun paylaştığımızda bile çıkmaz mı sır olmaktan? Kendimize bile unutturacak kadar sır olarak sakladıklarımız asıl sırlarımızdır ve onları sır olarak saklamak genellikle daha iyi bir iştir. Öyle ki zamanla saklıyor olmaya devam etmek gibi bir işten de kurtarırlar bizi sırlar. Sürekli ortaya çıkmaya çalışmaları pek de sık rastlanan bir şey değildir gerçekten saklamak ve hatta unutmak istediğimizde. Kendimizi tanıtmak için ihtiyacımız olan şeyler sırlarımızdan çok kendimizizdir ve kendimiz hiçbir zaman sırlarımızdan ibaret olmadık. Birçoğumuzun tahmin ettiğinden daha az tanıtır sırlarımız bizi ve çoğunlukla da olduğumuzdan çok daha az ve yanlış bir şekilde tanıtır herhangi bir sır bizi. Sana bir sır vermek gerekirse, şudur ki, sırlarını kendin de dahil kimseye anlatma. Kendini bırak yaşadıkça tanısınlar ve sen de yaşayarak tanı, tanıyabildiğin kadarıyla yetinmeyi küçümseme ve hislerini duymamazlık etme. Her halükarda bize izin verildiği kadarıyla yaşamaya ve tanımaya hükümlü değil miyiz? Çok da ince eleyip sık dokumamak ve güzel şeyleri yaşamakla daha çok ilgilenmek faydamıza olacaktır, en çok da kendimizin..
Beyaz Kalp
Beyaz KalpJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2016542 okunma
·
146 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.