Sevinç ÇOKUM'u ilk defa okudum. Kitabın dili sade, akıcı ve kurgusu çok güzeldi. Tarih ve tarihi roman okumayı seven biri olarak bu tarihi romanı çok beğendim. Okuma sonunda; yazara ve kitaba bu zamana kadar geç kalmanın üzüntüsünü yaşadım. Kitabı, yazarını bilmeden okusanız ve yazar hakkında tahminde bulunmanızı isteseler, muhtumelen esere, ilk tahmininiz bir Cengiz AYTMATOV tahmini olabilir. AYTMATOV'un kitaplarının sardığı gibi sizi sarıyor kitap. Kitap Kırım'ın, 1853-1856 yıllarında ceryan eden Kırım Savaşını da içine alarak öncesi ve sonrasını bir tatar ailenin gözüyle anlatıyor. Yazar sizi Kırım'ın tarihinde, doğasında, yapılarında, yaşantısında, kültüründe ve sanatında gezintiye çıkırıyor. Yazarın anlattığı Kırım'a ne kadar çok hakim olduğunu, kitabı Kırım'ın uzağından değil, Kırım'ın içinden yazdığını okurken anlıyorsunuz. Okumanız boyunca bir çok Kırım Türkçesine ait kelimede size eşlik ediyor. Tabi Kırım deyince Türk Edebiyatında ilk akla gelen Kırımlı yazar Cengiz DAĞCI geliyor. Kitabı okurken ister istemez onunla da kıyaslıyorsunuz. Konuyu alış şekli olarak, okura hissettirdikleri olarak Cengiz DAĞCI'dan hiçte eksik yanının olmadığını görüyorsunuz. Malesef söz konusu esaret altındaki Türk topraklarına atıfta bulunan tarihi romanlar olduğunda; üzülmemek, "neden böyle oldu" diye kendinize sormamak elde değil. Yazar kitabında esaret altında kalmanın sebeplerini sunarken kararkterlerle de çok güzel öz eleştiri yapıyor. Güzel, sağlam ve sizi alıp, kaleme aldığı diyarlara, zamanlara götüren bir tarihi roman istiyorsanız Hilal Görününce'ye geç kalmayın...

Hilal GörününceSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2017415 okunma

·

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.