Selin ve Sergen evliliklerinde koca bir beş yıl geçirmelerine rağmen İstanbul'da içlerinde koca bir yalnızlık büyütmüşlerdi .İkisi de birbirinden uzaklaşıp başka sevdalara yelken açmıştı .
Tabii ki evlilik bu şartlar altında yürüyemezdi. Ayrılıktan sonra Selin'i kızıyla birlikte daha zor şartlar bekliyordu .Çünkü işyerindeki sevgilisi Engin hem evliydi hem de işyerine yeni gelen Duygu'ya gönlünü kaptırmıştı .
Neden böyleydi bu erkekler? Evdeki eşlerine değer vermez ,dışarıda gördüklerine maymun iştahlı olurlar her zaman .
Fakat Duygu başından geçenleri Engin'e anlattıği gün her şey değişti onlar için Engin'de Duygu'nun yaşadıklarını kaldıracak kapasite yoktu .O sadece gönlünü eğlendiriyordu .Selin'e dönme çabaları da işe yaramadı tabii ..
Asıl önemli olan konu Duygu kimdi ?Asıl adı Ceyna idi ,Bosnalı bir müslüman. Sırp ,Hırvat ve Boşnaklar arasında yaşanan savaşın bütün acılarını yaşamış ,daha 18 yaşına gelmeden din ,dil,ırk gözetilmeden yapılan işkencelerin en akıl almaz boyutlarını yaşamış Bu katliamdan sağ çıkıp İstanbul'a gelmiş bir enkaz yığınıydı.
Sizce Ceyna bu günleri aşabilecek miydi ?
Yaşadıklarını gözyaşları eşliğinde okuyacaksınız .Savaşın atılan silahlar ,bombalardan ibaret olmayan arka yüzünü görecek İşkencenin en kötülerine şahit olacaksınız Srebrenitsa katliamına yıllar sonra tanık olacak ,elleriniz ayaklarınız buz kesecek .
Onunla aynı kaderi yaşayan başkaları da var mıydı?
Peki o kaderi yaşatanlarla karşı karşıya gelmek nasıl bir duygu olurdu ?
Onca güçlüğe rağmen ayakta kalabilen Ceyna'yı ben çok sevdim Sizin de seveceginize eminim. Kitapla kalın canlar