Ben bu yazara olan inancımı kaybettim ya. Böylesine heyecanlandığım (çünkü imkansız aşklar kalp ben) bir konuyu işlediği kitabını bile sevdiremediyse öteki kitaplarını sevdirebilir mi şüpheliyim. Yine de serinin devamını okurum muhtemelen çünkü diğer çiftleri merak ediyorum. Benim iflah olmama seviyesi tam olarak bu maalesef.
Aslında kitap daha başlarında, beklediğim gibi olmayacağının sinyallerini vermişti. Yazarın iki kısma ayırdığı kitabın ilk kısmını okumak, zaman atlamaları ve bölük pörçük ilerleyiş sebebiyle hoşuma gitmedi. İkinci kısım ise Bridget ile Rhys arasındaki cinsel gerilim, saçma sapan kıskançlıklar ve hep aynı havada ilerleyen muhabbetler yüzünden sabrımın bittiği ve ciddi ciddi kitabı yarım bırakmayı düşündüğüm kısım oldu. Fakat “sen ilk kitabı bile bitirmişsin, bu kitabı mı yarım bırakacaksın” şeklinde söylemlerle kendimi gazlayarak kitaba devam ettim. İyi ki de etmiştim zira sonlara doğru biraz açıldı kitap. En azından ikilinin duygularını ve aralarındaki tutkuyu hissedebildik. Ayrıca şaşırdığımız bir iki olay da yaşandı. Final ve epilog kısmı da iyiydi.
Sonuç olarak baktığımda başında ve ortasında adeta ızdırap çektiğim, sonunda ise az buçuk yüzümün güldüğü bir kitap oldu Çarpık Oyunlar. Beklentim bu muydu? Değildi. Beklentiler yine üzdü ne yazık ki.
Not: Yazarın smut sahnelerdeki tarzı niye hep aynı? Erkek karakter sert ve ağzı bozuk, kadın karakter sanki hep bu tip ilişkiler yaşamış gibi uyumlu ve hâlinden gayet memnun falan. Yazar sert birliktelikler yazmayı seviyor olabilir ama her erkek karakterin dili, özellikle kadın karaktere olan hitap şekli aynı olmamalı bence. Bu tip argo hitapları hiç sevmiyorum şahsen.
Spoilerli 2. not: Alex yine olağanüstü bağlantılarını kullanarak hiç alakasının olmadığı bir ülkenin siyasilerini tehdit edecek bilgiler buldu. Bu hayattta herkese bir Alex lazım be. Bakın senelerce kral olmak için eğitim alan ama aşkı için tahttan vazgeçmek zorunda kalan Nikolai'ın durumuna. Muhtemelen onun da güçlü bağlantıları vardı ama o insanlar bir Alex miydi? Aslaaa. Ne diyelim, herkes Alex Volkov ile tanışacak kadar şanslı olamıyor işte.