Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hayatsız bir Hayat....
Ayfer Tunç’un yeni romanı, tek başına bir kadının tüm dayatmalara başkaldırısı diye biliniyor medyada. Kuru Kız, toplumsal baskılardan özgürlüğe kaçış üzerine, bir roman. Hatta bir başarı öyküsü de denilenebilir. Kitabın adı içeriğini bilmeyenlere ilk olarak kız kurusunu çağrıştırıyor. Ama yazar karakterin meselesini sadece kız kurusu olmadığını hayatının da kuru, bedeninin de kuru, içinde bulunduğu çevrenin ruhunun da kuru olduğunu gösteriyor. Hayatsız bir hayat yaşadığını, başkalarının hayatının hep kendi hayatından önce geldiğini süssüz kuru bir dille anlatıyor. Kız kurusu tabiri bu toplumun uzun yıllar boyunca evlenememiş kızlar için kullandığı, şehirleşmenin artması, kadınların sosyal ve ekonomik hayata daha çok katılmasıyla günümüzde yürürlükten kalkan bir gerçekliktir. Bu gerçeklik hiç yaşanmamış gibi davranamayız. Yazarın amacı da karaktere bu tabiri yakıştırıp yakıştırmaması değil, bunların toplumda yarattığı hasarı göstermektir. Ayfer Tunç’un yazdığı diğer kitaplara göre en umutlu olanı bu kitabı mutlu son Boş bir umuda kapılmaktan bahsetmiyor ama Kuru kızın boş bir umudu yok, bir gün dünyayı tanıyacağına ilişkin belli belirsiz bir inancı var. Bir gün eyleme geçiyor, o eylem ona umudu da getiriyor ve kazanıyor. Hayatını bir de tersten yaşamak cümlesi ile başlıyor roman Kuru Kız’ın yeni bir hayatının başlangıcı ve eski hayatın sonu. Kitap boyunca kahramanın adı yok bilinmiyor, dini, dili, ırkı, hangi milletten olduğu, hangi coğrafi bölgede yaşadığı hatta diğer karakterlerde öyle, demir doğramacı, demir doğramacının karısı, köfteci, hocanım gibi. Romanda iki şeyin adı var. Biri dünyanın sonundaki şehir Ushuaia, diğeri Ushuaia’da onu seven, evlenmek isteyen Miguel. Kuru kız, Pakistanlı da olabilir, Moldovalı da olabilir, Çinli, Vietnamlı, hatta Amerikalı da olabilir. Bu belirsizlik hikâyeyi daha geniş bir coğrafyaya yayarak evrensel hale getirmiş, bu yönden çok farklı geldi. Kuru kızın evini elinden almak isteyenler ortaya çıkıp da kuru kızın zihninde 'ketenpere' kelimesi belirince 'Argo Sözlüğü' ve Hulki Aktunç’un 'Argo Sözlüğü’nde aynı kelimenin değişik türlerinin söyleyiş biçimlerine ve de Gidenler, Dönmeyenler romanına değinerek, bilgi veriyor bu da insanda bir merak uyandırıyor. Nâzım Hikmet, 1930’larda yazdığı 'Kadınlarımız' şiirinde "sanki hiç yaşamamış gibi ölen/ve soframızdaki yeri/öküzümüzden sonra gelen" dizeleriyle kadının toplumsal hayattaki yerini çıplak ve sert bir gerçekle vurgulamıştı. 'Kuru Kız'ın temel meselesi de kadının bugün toplumdaki yeri. Özellikle toplumsal/dinsel ritüeller söz konusu olduğunda kadının yerindeki ilerleme daha da sınırlı. Cenazeler dinsel ritüellerdir ve dinsel ritüellerde tutuculuk hayatın diğer alanlarından daha fazladır. Ama bugün toplumsal çözülmenin yaşandığı bir çağı yaşıyoruz, öyle yalnızız ki hayatımızda dinsel ritüelin gerektirdiği bir erkek akrabamız olmayabilir. Ne yapacağız? Cenazemizi kadınların mezara indirmesini mi isteyeceğiz yoksa hiç tanımadığımız, cenazemizde bulunma gerekçesi olmayan herhangi bir erkek, sırf erkek olduğu için indirme hakkına sahip mi olacak? Modern zamanlar bu tür soruları hızla çoğaltıyor. Kuru kız çevresindekilerden çok daha önce bu soruları seziyor. Cevabını bilmiyor ama sorma cesareti var. Komşularının iyilik gösterisi içine sakladıkları kötü niyetleri ile iyiliğin içinde kibir olduğunu düşündürüyor Kuru kıza. İyiliği ve merhametin ne demek olduğunu sorgulatıyor size de. "Birinin iyilik yaptıktan sonra kendini üstün hissetmenin verdiği bu doygunluk olmasa kimsenin kimseye iyilik yapacağı yoktu aslında" diyorsunuz. Ayfer Tunç bir yazısında ; İdeal (dolayısıyla asla gerçekleşmeyecek) toplum, kimsenin kimseye iyilik yapmadığı çünkü kimsenin kendisine iyilik yapılmasına ihtiyaç duymadığı toplumdur. Yüksek ahlak bu nedenle iyiliğin isimsiz olması gerektiğini vurgular. 'Sağ elin verdiğini sol el görmesin' hadisi bu anonimliğin gerekliliğini anlatır. Ama bugün her şey gibi iyilik yapmayı da şov haline getiren, görünürlüğün yüksek bir paye olduğu bir çağı yaşıyoruz ve şimdi iyilik hiç olmadığı kadar kibirli bir duygu bence demiş sonuna kadar katılıyorum. Ayfer Tunç’un kalemini sevenler mutlaka okumalı… Keyifli okumalar…
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,402 okunma
··2 alıntı·
5,7bin görüntüleme
Dağlar okurunun profil resmi
Yine her zamanki süper inceleme emeğine sağlık cancağzım 🥰📚👏🏼
Madam bovary okurunun profil resmi
Dağlar
Dağlar
okumalısın canım seveceğini düşünüyorum👍🏻
1 sonraki yanıtı göster
Alp Akay okurunun profil resmi
Madam bovary
Madam bovary
emeğine sağlık
Madam bovary okurunun profil resmi
Teşekkürler 😊🌸
Burçin okurunun profil resmi
Merak uyandırdı valla çok güzel anlatmışsınız....
Madam bovary okurunun profil resmi
Teşekkürler tavsiye ederim gerçekten👍🏻
Leman Altıner okurunun profil resmi
Eserin anafikri ancak bu kadar güzel betimlenebilirdi. En az eser kadar keyifle okudum. Emeğinize sağlık, okuyacaklar için bilgilendirici olmus. Keyifle nice okumalara 🥰💐
Madam bovary okurunun profil resmi
çok teşekkürler sizin de beğenmenize sevindim hem kitabı hem de incelemeyi🌸
Yasin ERTAN okurunun profil resmi
İyi ki bu platforma üye olmuşum dediğim türden bir inceleme okudum. Çok teşekkür ederim,çok güzeldi
Fatma Erkan okurunun profil resmi
👏🏻✨👍🏻 emeğine sağlık 💜
sadece kitap okurunun profil resmi
Çok güzel bi inceleme olmuş. Kuru kız beni de okuyun der gibi..
Madam bovary okurunun profil resmi
Evet okuyun güzeldi 🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.