Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

303 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Geldik Attila İlhan serimizin sonuna. Hepimize mutlu ve bereketli haftalar dilerim. Attila İlhan’ın Paris konulu şiirlerini okuduktan sonra onu okumayı tamamlayacaktık ama madem bir kitabını daha okuma şansımız var, o da Paris konulu, güzel bir Attila İlhan vedası olsun istedim, şimdilik. Tabii yine sosyal ve siyasal bir roman olduğunu en baştan söylemek en doğrusu olacaktır. Romanlarında karşılaştığımız yalnız insan ve onun trajik yaşamı burada da karşımıza çıkıyor. Bu defa Mehmet Ali adındaki karakter bizleri yönlendiriyor. Kimsesiz olması, yoksulluğu ağır biçimde yaşaması ve para kazanmaya başlayıp Avrupa’ya gitmesi dikkat çeken kısımlardır. Bu süreçte mesela Karaköy’deki yaşamı ve sefaletle geçen hayatı, daha sonra Şadiye adında bir kızı sevmesi, askere gitmesi ama dönüşte sevdiğini bulamaması, sanatında ilerleyip yurt dışına çıkması, burada edindiği yoldaşlar ve yeniden yelken açtığı aşk, tekrardan eşini, işini, dostlarını kaybedip fakirliğine dönmesi de dikkat çeken ayrıntılar olarak karşımıza çıkar. Fakirlik çeken birinin parayı bulduktan sonra yeniden eski hayatına dönmesi bir Yeşilçam klasiği mi yoksa önemli bir sosyal mesaj mı? Yoksa toplumsal sınıfların asla değişmeyeceğine yönelik bir tabu mu? Hepsine cevap vermemiz mümkün değil, sormamız da imkansız ama şu bir gerçek ki asla burjuva sınıfından daha doğrusu zenginlerin arasında olamayacak ve kalamayacak birisinin temsili yahut işçi sınıfının değişik bir teması olarak algılanabilir. Yalnız kendisine BİZ şeklinde hitap etmesi aslında kendinden saygıyla bahsetmesi yahut yazarın böyle bir anlatımı tercih etmesi de önemlidir. Buradan aslında insanların değişebileceğini de düşündüğünü söyleyebiliriz. Yani Attila İlhan vedamızı üzerine çok düşünecek biçimde yaparak bir sonraki okuma günlüğümüzde sabırsızca bekleyecek şekilde ayarlamış bulunduk. Siyasi mesajlar da dikkatimi çekti yani burada özellikle 1950 yıllarında aydınların yurt dışı özellikle Paris fetişleri dikkatimi çekiyor. Acaba bu bırakıp gidenlere bir mesaj mı? Gittiniz kendinizi kurtardınız da ne oldu bakın ülkemiz ne durumda, gelin hep beraber ülkemiz için çabalayalım çağrısı ve eleştirisi mi yoksa fırsatını buldunuz mu kaçın gidin mesajı mı buna karar vermekte zorlanıyorum. Ben düşünce yapım olarak gidilse bile geri gelinmesi ve ülke için çabalanması görüşündeyim. Tabi ne kadar hakkınızı alabilir, ne kadar kıymetinizin bilindiği yerde kendinizi geliştirebilirsiniz, bunlar da başka durumlar. Çünkü herhangi bir ülkede koltuk sevdalıları memleket sevdalılarından daha fazlaysa o ülke ekonomisiyle beraber batmaktadır. Bu, dünya tarihinde hiçbir zaman aksi kanıtlanamamış tek genelleme olarak da karşımıza çıkar. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Zenciler Birbirine Benzemez
Zenciler Birbirine BenzemezAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2000136 okunma
·
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.