Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

138 syf.
6/10 puan verdi
Eleştirdiğim kadar kötü değil.
Kitap Çiğdem ve işçi sınıfı öyküsüyle açılıyor. Zamanında ilkel ahlaki kurallara karşı geldiği için örgütten atılan Çiğdem, yıllar sonra devrimci mücadele için, sevabına, hayır işler gibi işçilerle yatıyor. Burjuva kocasından intikam alıyor, işçi sınıfına destek veriyor. Yazar bu öyküde onunla kıyasıya alay etmekle bu alışılmadık tavrın arkasında bir kahramanlık aramak arasında gidip gelmiş. Başka bir gidip gelme (sadece cinsel anlamda kullanmıyorum çünkü yazar her anlamda gidip geliyor) Tulgar’ın burjuva yaşamına beslediği aşkla, bir ölçüde sosyalist öğretinin ilkelerine duyduğu nostaljik sadakatten kaynaklanan burjuva nefreti arasında. O kadar özeniyor ki tüm o saçıp savurma, tüketme ve lüks dünyasına, sayfaları çevirirken iniltileri ve salya şıpırtıları geldi kulağıma. Yine bir yandan da (bunun kıskançlık olduğunu iddia etmek için psikanalize ihtiyacımız yok) marazi bir zengin karikatürizasyonu. Şehvetten kekeleyen işçi sınıfı arzulamasıyla, tüketime taşıyan burjuva güçlü erkek fantezisi, benim kitapta en sevdiğim öykü olan Golf’te halvet olmuş. Oradaki ideal erkek sanayiden yükselerek golf sahalarında parlak golf sopasını ve kaslı poposunu sallandırıyor. Bu öykünün bir kadın gözünden yazılmış olması, sanıyorum Tulgar’a istediği erotik özgürlüğü sunmuş, tedirgin olmayan ve karmaşıklaştırılarak bulanıklaştırılmayan saf bir arzuya burada yaklaşmış. Tulgar’ın suçluluk duyguları bence onun kıvrak kalemine ket vurmuş. Arzusu dolaşmış, hedefe yürümek yerine. Gündeliğin rahat ifadesindeki şiirselliği, küçük anlardaki epiği aramaya çalışırken fazla rahata kaçmış, lüzumsuz küçük yerlerde kaybolmuş. Eşcinsel kimliğinin ve solculuğunun ona yüklediği toplumsal duyarlılık sorumluluğu aklını karıştırmış galiba. Capote’yi hatırlattığı yerler olsa da, Capote’nin hayatını yaşamadığı için, (hem jet seti hem protestan çalışma disiplinini) o avangard heveslenmeleri üzerine oturmamış. Diğer yandan fındık işçilerinin yaşadığı ırkçılıklardan bahsederken de fazla Cihangirli bir ses duydum. Biraz “Cihangir solcusu” klişesi gibi, değil mi? Bilemiyorum. Tulgar’ın başka eserlerini okumadım. Belki daha iyi yazdığı yerler olmuştur.
Arzunun Serbest Dolaşımı
Arzunun Serbest DolaşımıAhmet Tulgar · İletişim Yayınları · 202143 okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.