Bütünüyle kötü bir toplumda erdem hiçbir işe yaramaz...
Justin, ErdeminFelaketleri tam adına ait bir kitap olup, kadın kahramanı iyidir ve iyi olduğu için de çektiği acıların telafisi yok gibidir. Zira Justine çektiği acılar içinde kaçar, söyler, savunur ve inancını devam ettirir. Bunun karşılığında soyulur, ısırılır, tokatlanır, kırbaçlanır ve cinsel anlamda her şey yaptırılır. Bu şekilde de 
Marquis de Sade herşeyi acımasız bir biçimde gözler önüne serer. Kadının masumca ve empati duyarak davranması onu, sürekli olarak yıkılan ve yenilenen bir cazibe, aşağılama nesnesi haline getirir.
Justine (Thérèse ve Sophie olarak da geçen) ve Juliette, Mösyö de Bertole'un kızlarıydı. Bertole, başka bir adamın sevgilisine aşık olan dul bir bankacı olup, adam, Mösyö de Noirseuil, intikam almak için arkadaşı gibi davrandı, iflas etmesini sağladı ve sonunda onu zehirleyerek kızları yetim bıraktı. Juliette ve Justine, rahibe manastırının başrahibinin Juliette'i yozlaştırdığı ve Justine'i de yozlaştırmaya çalıştığı bir rahibe manastırında yaşıyordu. Ancak Justine sevimli ve erdemliydi. Başrahibe, Bertole'nin öldüğünü öğrenince iki kızı da kapı dışarı etti. 
Juliette - Erdemsizliğe Övgü 'in hikayesi başka bir kitapta anlatılır, kesinlikle okuyacağım*** ve Justine, tefeci Harpin'in evinde hizmetçi olmaktan başlayarak, sorunlarının tekrardan başladığı yer olan erdem arayışına devam eder, sanırım o dönem kitaplarının genel özelliği, erdem, aşk, hayat üçgeni etrafında şekillenen durumları anlatan kitaplar sanki. Fransız Devrimi'nden önceki bir dönemde geçen, on iki yaşında öksüz kalan güzel ve dindar Justine, genç bir kız ve kız kardeşinin bir ahlak savaşı verdiği, herkese olan sarsılmaz inancı ve saf güveniyle, yaşadıklarında daha en başından cinsel sömürüye mahkum eder. Başına gelen çeşitli sapkın uygulamalarla maruz kaldığı bitmeyen felaketlerde, erdem, suç ve şiddetle Justine acı çekmeye mahkum edilmiştir. Tüm bunlarla sosyal, dini ve politik normları alt üst eden Justine, adalet, güç, yaşam ve ölüm gibi geleneksel fikirleri inceleme altına alır...
Therese adı altında güzel bir genç kadının hikayesini anlatan ve hikayesi, cezaya ve ölüme giden yolda suçlarından dolayı kendini savunurken Madame de Lorsagne'ye, kendisini şu anki durumuna getiren bir dizi talihsizliği anlattığı bu eser, Marquis de Sade'ın romanlarının en ünlüsüdür. Sade'ın derinlik ve psikolojik kavrayış romanı sayılan, bu dünyada kendi yolunu çizmek zorunda kalan ve korkunç aşağılanmalara maruz kalan erdemli Justine'in öyküsünü sunar okura, kendi tarzında Sade, müthiş kelime oyunlarıyla da okuru düşünmeye sevk eden bir yazar bence...
Hikaye, Madame de Lorsagne'nin onu bir ahlaksızlık hayatından kurtarması ve adını temize çıkarmasıyla sona erse de kısa süre sonra, içe dönük hale gelen Justine ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olup, Sade işlediği suçlardan uzun yıllar bir zindana hapsedilmiş ve yazıları yok edilmiş olsa da, yaşamın önemli durumları içindeki hayatları, iç yaşamları sorgulatıyor, sanırım doğru kitabıyla yazarı tanıdım, Juliette de merak ettim mutlaka okuyacağım...
·
2 artı 1'leme
·432 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.