Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Türk Milleti olarak bu vatana çok büyük borcumuz var!
Nasıl başlasam bilemiyorum! Boğazım düğüm düğüm , hele ülkemin halini gördükçe kendimi suçlu hissediyorum. Nutuk… Mustafa Kemal Atatürk’ün bir milletin kendini nasıl yoktan var ettiğini , bu vatanın nasıl zorluklarla kazanıldığını , hem içeriden hem dışarıdan ne kadar çok düşmanla savaşıldığını anlattığı harika bir şaheseri. Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti birçok ağır antlaşmalara maruz bırakılmış. Ülke parçalanmış, sefalet, sürekli düşman işgali altında kalmış bir durumda. Vahdettin ve kabinesi Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmalarını imzalamış ve ülkeyi içinden çıkılamaz bir duruma sokmuşlar . Aynı zamanda dünyayı çalkalayan Rusya’da ki Bolşevik Devriminden de bahsetmiş. Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak ülkenin genel ve çaresiz durumunu anlatmış. Aynı zamanda kendi askerlik geçmişini ve asker arkadaşlarıyla telgraflarına da sıklıkla yer vermiş Nutuk’ta. Vatan Yunanlılar,Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal altında kalmış ve Vahdettin , Damat Ferit Paşa kendi çıkarlarını korumak ve Saltanatı devam ettirebilmek adına İngilizlerle işbirliği yapmışlar . Vahdettin’in her geçen gün biten itibarı ile bunları gözlemleyen ve ülkeyi kurtarmak adına çalışmalara başlayan Atatürk İstanbul Hükümeti’nin bol kaymaklı koltuğuna çomak sokmaya başlamış ve Hükümet idam kararı çıkartmış. Atatürk bir süre çalışmalarını farklı şehirlerden yürütmüş ve her biri askerlik ve siyaset alanında güçlü isimlerle fikir alışverişinde bulunmuş. Her şeyi detayına kadar ve tarihleriyle vermiş Atatürk. Bütün bunlar olurken , ülkede Ermeniler ve Müslümanlar arasında 20 gün süren Maraş Katliamı, Nigahbancıların bitmeyen hainlikleri, 16 Mart 1920’de Ingilizler’in İstanbul’u işgali , Çıkan iç isyanlar, Bitmek bilmeyen Yunan işgali, Atatürk ‘ün cephelere koşması , Bu maddeler 1919-1920 yıllarında yaşanmış durumlar . Öte taraftan güzel gelişmeler de yaşanmış mesela 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması gibi :) Tabi Atatürk her bir olayı kendi muazzam görüşlerini de yansıtarak anlatmış ve ne kadar zeki bir insan olduğunu bir kez daha anlamış oldum. TBMM’nin açılmasıyla birlikte, Atatürk Türk milletini kurtarmanın tohumlarını sürekli atmakta. Tüm bunlar olurken Vahdettin’in hükmü giderek zayıflamış ve Fransızlar ülkeyi işgal etmişler. Çerkez Ethem ve kardeşlerinin iç ayaklanmaları , Yeşilordu Teşkilatı, 1920’lerde Ermenilerin Türklere saldırısı iyice artmış ve bu savaşlar Ermenilerin barış istemeleriyle son bulmuş . İki taraf arasında Gümrü Antlaşması imzalanmış ki Milli Hükümet’in yaptığı ilk anlaşma. Daha sonra Birinci İnönü Zaferi, TBMM’nin gücünün artması, Teşkilat-ı Esasiye Kanununun çıkarılması, Londra Konferansı(27 Şubat-12 Mart 1921) , İkinci İnönü Zaferiyle Yunanlıların püskürtülmesi. Atatürk savaş sırasında ordunun başına geçiyor ve Gazi , Başkomutan ünvanlarını alıyor. 10 maddelik ,Milli vergiler emri çıkartılmış . Bu vergilerin amacı askerlere ve orduya yardım etmek . (Gıda,kıyafet vs) Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmış ve 20 Ekim 1921’de Fransa Türkiye’yi tanıyor. Mudanya Konferansı , 1 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılması . Ancak burada Saltanat yanlılarının nasıl karşı çıktıklarını da anlatmış Atatürk. Lozan Antlaşması’nın imzalanması , Ülkenin ağır kapitülasyonlardan kurtulduğunu detaylı bir şekilde diğer antlaşmalarla kıyaslayarak anlatmış. Vahdettin kendini tehlikede gördüğü için İngiliz savaş gemisiyle ülkeden kaçmış. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurulması, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in kurulmasını anlatmış ancak yine birçok karşı çıkan olmuş . Meclisin içinde oluşan fikir ayrılıkları , yanar dönerleri de anlatmış. Bütün bu yaşananlara baktığımızda ya da okuduğumuzda ne kadar kolay geliyor. Yediyüz yıllık bir imparatorluğun sonu gelmiş,her yer savaş meydanı , iç isyanları bastırmaya çalışmak aynı zamanda fakir ve bitap düşmüş halkı bu kurtuluşa inandırmak zaten Atatürk gibi bir insanın yapabileceği bir şeydi . Yeni kurulan Cumhuriyet’i en etkin hale getirmek için bütün şeyhlik, büyücülük, türbecilik gibi kurumları kapatmış. Türk kadınını yerlerden göklere çıkarmış ,sana çok şey borçluyuz Atam . Şu an yaşadığımız karanlık dönemde bitecek ve bizi tekrar Orta Çağ’a döndürmek isteyen yobazlar hakettiğini bulacak . Sonlandırırken Atatürk’ün o muhteşem sözlerinin her bir Türk ferdinin kulaklarından silinmemesi gerektiğini hatırlatıyorum: Ey Türk Gençliği! Birinci Vazifen, Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti’ni , sonsuza dek korumak ve savunmaktır. Çok geç olmadan …
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Yakamoz Yayınları · 201727,6bin okunma
·
356 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.