_Ne anladın dün anlattıklarımdan
_Ya sen ölecekmişsin, ya da o adam
_Aferin. Söyle bakalım, sen olsan ne yapardın?
_Belki o can simidi ikinize de yeterdi
Bir tokat...
_Ben olmasam sende yoktun anlıyor musun?
_Evet baba
_Şimdi söyle bakalım sen ne yapardın?
_Bende senin gibi yapardım baba.
Şimdi düşünüyordum da belki de kötülüğü ağır basan bir vicdan topalıydı babam, hepsi bu.
O da kendi babası yüzünden.
Sonuçta hepimiz hayatta kalanların çocukları değil miydik?
Savaşlar, depremler, kuraklıklar, salgın hastalıklar ve kavgalardan sağ çıkanların çocukları. Dolandırıcıların, katillerin, yalancıların batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerinde ki can simidini söküp alanların çocukları. Sağ kalmayı bilmiş olanların, sağ kalmak için her şeyi ama her şeyi göze almış olanların.
Bugün hayattaysak eğer, soyağacından birileri "Ya o, ya ben" dediği için değil miydi?
Sonuçta beni de bu hayata iki ceset taşıdı: Biri yaşama, diğeri yaşatma isteği, birini babam diğerini annem istedi.
Ve yaşadım bende
Başka çarem var mıydı?
Her doğum en az iki ölüm eder.
Biri yaşamak, diğeri yaşatmak isteğine bağlı iki ölüm. Ancak hayata gelenin, hayatta kalması için o ölümler sayasinde nefes aldığından habersiz olarak yaşaması gerekir. Aksi halde söz konusu kişi bir savaştan ibaret olur ve her gün içinden bir ölü çıkar.
Evet bu benim
İntihar etmeyi hiç bir zaman düşünmedim
Sadece bir ara... Hissettim.
Şimdi kendime bir hikaye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman dönüp baksam geçmişe, görüyorum ki yine değişmiş.
Hiç bir şey yerinde durmuyor bu hayatta.
Hiçbiri memnun değil yerinden.
Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında
Onun için sığmıyorlar, bıraktığın çukura...
#BenimBildiğimBirGizVar kimsenin bilmediği...