8:15 Vapuru
Canan, Yeşim ve Nazlı üç yakın arkadaştır.Bir gün bir araya gelip konuşurlarken Canan, arkadaşlarına; erkek arkadaşı Ender'in onu aldattığına dair şüpheleri olduğunan söz eder.
Nazlı "peki, ne yapmayı düşünüyorsun? " diye sorduğunda.. Canan gülümser. Ardından "Yeşim ile sen Ender'i sabah 8:15 vapurunda izleyceksiniz. Bakın, bakalım vapurda davranışları nasıl, beni aldatıyor mu?" der.
Nazlı başta kabul etmek istemez ama arkadaşı ona gönül koymasın diye mecburen kabul eder. Ve Yeşim ile Nazlı'nın 8:15 Vapur macerası başlar.
O da ne? Aaa işte orada gazete okuyan kişi, kesin Ender olmalı. Hadi gidip bakalım, Yeşim. Fotoğraftaki adama çok benziyor, kesin o.
Acaba gerçekten o adam, Ender mi?
###Okur Olarak Son Söz
Yazarın uzun zamandır kitaplarını okuyan biriyim. Kendisinin de 20'li yaşlarda bir kızı var. Bir anne olarak kızını iyi gözlemlediğin olsa gerek. Onu hep takdir etmişimdir, genç kızların bam teline dokunmayı çok iyi başarıyor.
Nitekim anneler, çocuklarını korur. Onlara öğütler verir. Tanımadığınız kişilerle konuşmayın, ellerinden bir şey alıp yemeyin, içmeyin gibi. Açıkçası nedense, okurlarına karşı bu korumacı tavrı yazardan da bekledim.
Misal Nazlı, tanımadığı bir adamın arabasına binip; hiç sorgulamadan onun evine kadar gitti. İsterdim ki yazarın orada Nazlı'nın içine ufak bir şüphe düşürsün." Tanımıyorum ki ben bu adamı, neden arabasına bineyim de evine gideyim," desin. Ama ne yazık ki yazardan kitapta bu korumacı tavrı göremedim.
Onun haricinde kitap; gayret rahat, akıcı, okuyucuyu sıkmadan okunabiliyor.
Gençler, bir dakika: Yazar unuttu belki ama ben unutmadım." Niyeti ne olursa olsun, tanımadığınız adamların arabasına binmeyin." Kitapta bir zarar gelmedi belki ama.. Gerçek hayatta gelebilir. Neticede her insan masum olmuyor. :((
๑ ◕‿◕ ๑ 
Gizemli okur
··
2.048 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.