Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

511 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
SPOILER İÇERİR!
Bu fantastik öykümüz küçük bir çocuğun sahafta gördüğü mucizelerle dolu sihirli bir kitabı çalmasıyla başlıyor. Bu küçük hırsızımızın adı Bastian Balthasar Bux. Bastian, kendi evreninde dış görünüşünden ötürü zorbalığa uğrayan, özgüvensiz ve içedönük bir çocuktur. Hikayeler uydurmayı, hayal dünyasında takılmayı ve kitap okumayı çok sever. Bastian’ın annesi ölmüştür ve yaşananlardan sonra bu durumun babasını çok değiştirdiğini, kendisine ilgisinin azaldığını ve onu önemsemediğini hatta kendisinden kurtulmak istediğini düşünür. “Hayatın, ‘Hayat böyledir,’ diyen herkesin öne sürdüğü gibi öyle renksiz ve önemsiz, öyle gizsiz ve mucizesiz olmasıyla hiçbir zaman yetinmek istememişti.” Ana karakterimiz Bastian’ı anlamak adına çok şey ifade ettiğini düşündüğüm için bu alıntıya değinmek istedim. Böyle düşünmesinden ötürüdür ki sahafçıda kitabın kendisini çağırdığını hissetti, onu çaldı ve okumak için dayanılmaz bir istek duydu. Mucizelerimiz de bu şekilde başlamış oldu. Kitapta iki evren işleniyor: Biz insanların dünyası ve Fantazya. Fantazya’ya, Bastian’ın, Bitmeyecek Öykü kitabını okumasıyla şahit oluyoruz. Kitapta, insanlar dünyasında yaşananlar kırmızı; Fantazya’da yaşananlar ise yeşil olarak yazılmış. Fantazya, büyülerle dolu bir ülkedir. Bastian’ın bu evrende önemli bir görevi vardır. Bu görevi o kadar önemlidir ki, eğer yardımcı olmazsa Fantazya yok olacaktır. Ama kendi evreninden öylece kopup Fantazya’ya gidemez. Bastian’ı çağırabilmek için Fantazya diyarındaki Atreju , Uğur Ejderhası Fuchur ile binbir maceradan ve zorluktan geçmek zorunda kalır. Atreju görevini başarıyla bitirir ve Bastian, Fantazya evrenine ulaşır. Bu aşamadan sonra hikâyeye daha içsel bir yoldan bakabiliyoruz çünkü; Fantazya evrenine dahil olmasıyla Bastian’ın, aslında içsel yolculuğu başlamış bulunur. “Buraya gelen her insan sadece burada öğrenebileceği ve onun dünyasına değişmiş olarak döneceği bir şey öğrendi. Sizi gerçek hallerinizde gördükleri için her şeyin farkına vardılar, ondan sonra kendi dünyalarını ve kendi insanlarını da başka gözle görebildiler. Önceden yalnızca sıradan buldukları yerde, birden mucize ve giz keşfettiler.” der Atreju’ya, Fantazya İmparatoriçesi ‘Çocuk İmparatoriçe’. Bastian, Fantazya’da çok şey yaşar, birçok isteği kısa sürede yerine gelir. En güçlü olmak ister, herkesi alt edebilen bir savaşçı olur. Yakışıklı bir prens gibi görünmek ister, herkes tarafından beğenilen bir prens gibi görünür. En bilge olmak ister, akıl danışılan bir bilge olur. Fakat bu isteklerinin her biri ondan kendi evrenine dair anılarını alıp götürür. Bu isteklerinin gerçekleşmesi, Fantazya’da imparator olmak isteyene kadar devam eder. Bu isteğinin ona ne kadar zarar vereceğinden habersiz, hırsıyla en yakın arkadaşı Atreju’ya karşı büyük bir savaş verir ve onun iyiliği için onunla savaşan en yakın arkadaşını tam göğsünün ortasından yaralar. En sonunda iyi-kötü yapıp ettiği her şey ona büyük dersler verir ve çok şey öğrenir. Bastian, binbir zorlukla da olsa anılarının tamamını yitirmeden, Çocuk İmparatoriçe’nin Atreju’ya anlattığı gibi değişerek kendi evrenine geri döner. Döner dönmez babasını görme isteğiyle dolup taşar. Bir anda ortadan kaybolmasıyla babasının ne kadar harap olduğunu görür ve düşüncelerinde de ne kadar yanıldığını anlar. Babası da oğlunun, ortadan kaybolduğunda yaşadıklarının onu daha cesur ve olduğu kişiden daha mutlu biri yaptığını fark eder. Bu öykünün beni hayal gücü açısından etkileyen kısımlarına değinmek isterim biraz da. Kitabı okurken benim bu kitabı okuduğumu okuyan başka birileri de var mı diye düşünmekten kendimi alamadım. Fantazya evrenindeki her bir karakter hem kişilik hem de fiziksel görünüş olarak dehşet verici bir hayal gücüyle yazılmış. Sınırsız bir kitap ve siz okudukça daha da büyüyor ve kendi hayal gücünüzü de katarak bu da olabilirdi ya da burdan sonra şu da olmuş olabilir diyebiliyorsunuz çünkü yazar da size bu imkânı sunuyor. Ayrıca maceralarında Atreju’ya ve Bastian’a ışık tutan her bir karakteri ve hikayelerini aşırı sevdim. İlk yüz sayfaya kadar ‘bu kitap nasıl bitecek, hiç benlik değil’ diyerek okumuştum ama olaylar ilerledikçe ve birbirine bağlanıp içindeki küçük sırları ve anlamları görmeye başladıkça çok zevk aldım. Kitabı okuyanların en çok Atreju ve Fuchur’u ve onların hikayesini seveceğini düşünüyorum çünkü benim için yerleri ayrı oldu. Bitmeyecek Öykü’yü okuyup kitap hakkında inceleme yazan Bilge adında birisi vardı. Kitaptan etkilendiği aşikardı ve okuması için darlayacak birilerini arıyordu. Bulabildi mi bilinmez çünkü bu başka bir öyküdür, başka zaman anlatılmalı:)
Bitmeyecek Öykü
Bitmeyecek ÖyküMichael Ende · Kabalcı Yayınevi · 20092,097 okunma
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.