Engin Geçtan' ın insanın doğadaki ve tarihteki yerini, başta
Carl Gustav Jung olmak üzere farklı birçok yazar ve düşünürden edindiği bilgileri kendi görüşleriyle destekleyerek oldukça anlaşılır bir biçimde okuyuculara sunduğu eser
Hayat
Kitap her insanda bulunan ego, gölge ve persona kavramları ile bunların dengede olamadığı her durumdaki kişinin deneyimleyeceği ruhsal sıkıntıları; kendine veya topluma yabancılaşmasını, sadist ya da mazoşist eğilimlere kaçmasını, kimlik bunalımlarını vb. açıklıyor. Özellikle kişinin gölge'si (insanın ilkel, hayvansı ama canlı ve doğal tarafı) ile barışık ve uyum içinde barındırma, içsel huzur ve kalıcılığa ulaşma açısından ele alma şartını vurguluyor. Yazar yine buradan hareketle narsistlik, patolojik narsistlik, depresyon, öfke sorunları gibi günümüzde hızla yayılan sorunları ve bunların hem birey hem toplum içindeki yansımalarını ele alarak açımlıyor. Ben-şey ilişkisi ve ben-sen ilişkisini vurgulaması çarpıcıydı. Okurken gerek kendinizle, varoluşunuz ve deneyimlediğiniz pek çok olayla, tanıdığınız birçok kişiyle ilgili çok şeyi hatırlayacağınızı, gözden geçireceğinizi ve yön vermek isteyeceğinizi düşünüyorum.
Kitabın ilk 20-30 sayfasında kuantum fiziğinden, enerjiden vs bahsedilmişti. Buraları anlamak için daha özenli okudum. Bana her zaman karışık gelen konulardı normalde, yine de hepimizin bazen içten içe sezdiği ve deneyimlediği kavramlar olduğunu ve bilgelik içerdiğini biliyorum. Yazarın bu alanın doğu mistisizmiyle benzerliğini vurgulaması anlaşılır kılıyor.
Tam zamanında okuduğumu düşündüğüm bir eser oldu benim için, bu yüzden şanslı hissediyorum. Engin Geçtan'ın, -hiçbir ruhsal sıkıntıya net bir reçete veremese de- bizi kendimizle ve sorumluluklarımızla yüzleştiren, her ne kadar öyle olduğunu sansak da hiçbir sorunu sadece bizim deneyimlemediğimizi vurguladığı, toplumdaki yerimizi önemi üzerinde durduğu aynı zamanda birey olarak da kendimizi tanımanın hayat boyu süreceğini; süregelen yaşamın bize verdikleriyle de bizden esirgedikleriyle de bizim olduğunu, güzel anlara nasıl sahip çıkıyorsak inişli çıkışlı dönemlerde de aynı özveriyle - belki bazen daha çok- hayata tutunmamız gerektiğini, hayatımız üzerinde söz sahibi olmamızı vurguladığı bu eseri herkese tavsiye eder, okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
.
