Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
En sevdiğim bölüm hakkında inceleme
Üçüncü bölüm genel olarak öğretmen programına katılan birçok insanın amaçsız bir şekilde katıldığına dikkat çekiyor. Eğitimdeki sorunların sadece pedagojik olmadığını aynı zamanda siyası etik gibi birçok konuya bağlı olduğundan bahsediyor. Öğretmenlik ücreti gibi çok önemli konuya yer veriyor. Beni neden bu mektubun en çok etkilediğine gelecek olursam, ilk öğretmenlik mesleğine karar verdiğimde kendi içimde çokça içsel sorgulamaya girdim. Acaba bu kadar kutsal bir mesleği kendi gördüğüm birçok öğretmenime benzemeden gördüğüm yanlış eğitim (ne kadar eğitim diyebilirsek) modellerini uygulamadan yapabilir miyim diye düşündüm. En son gerçekten hakkını verebilmek adına uğraşırsam başarabileceğimi düşündüm. Bu dönemde bu kadar içsel muhakeme yaparken insanların gelip “ooh tam kadın mesleği”, “ya neyini düşündün üç ay tatiliniz var zaten “,” dersini anlatır çıkarsın rahat meslek” gibi söylemlerden o kadar rahatsız oldum ki. Bu kadar değerli bir mesleğin saygısı bu kadar ayaklar altına alınabilir mi? Hadi çevremdeki insanların bilgisiz eğitimle alakasız olduğunu varsayalım (ki zaten öyleler) zamanın hatta çok uzak tarihlere gitmemize gerek yok eğitim bakanının bizzat “eğitimde asıl yük öğretmen maaşıdır, öğretmenlik maaşından dolayı başka yerlere yatırıma fırsat kalmıyor “demesi mesleğimizin saygınlığına, statüsüne gösterdiği değeri gözler önüne seriyor. Oysa en büyük yatırım zaten eğitimin kendisi değil mi? Bu kitabın bu bölümünde ise bu yakındığım konudan o kadar güzel eleştirisel şekilde yaklaşmış ki bu yüzden beni çok etkiledi. Kitapta bir öğretmenin saygınlığının ve öneminin bilgisine sahip olmalarının bu verdikleri mücadele açından önemli olduğunu söylüyor. Bu mücadele ise öğretmenler tarafından verilmeli ve bu bilgi olmadan saygısızlığa ve maaşlara verilen uğraşlar karşısında yenik başlayacağımızdan bahsediyor. Gerçekten öyle biz o zaman bu uğraşa sadece başka bölüm gelmediği için ya da tamam evlenene kadar çalışır sonra bırakırım ya da işte seçecek başka bir şey yoktu öylesine seçtik benzeri tutum sağlarsak başkaları ne kadar önem verir ki bu mücadelemize? Ayrıca ücretlerin yetersizliğini sadece devlet ya da özel mali kurumlara bağlı olmadığını aynı zamanda idareye kamu harcamaların hiyerarşisine ve öncelikleri nedir “sömürgeci” anlayışıyla da yakından ilişkilidir. Örneğin” avukat sayısı sadece 60 kişi makul zamlar yapabiliriz ama öğretmenler 20 bin kişi kadar o zaman yapamayız “bunu bir argüman olarak göremeyiz. Mesleğimizin vazgeçilmez olduğunun herkes farkında olmalı. Ayrıca kitapta eğitimin sorunlarının sadece pedagojik bir sorun olmadığını bununla birlikte siyasi etik mali sorunların olabileceğine değinmesi çok ilgimi çekti. En sonunda ise yine çapıcı bir şekilde noktalıyor yazdığı mektubu. “Hiçbir toplum kültürünü, bilimini, araştırma faaliyetlerini, teknolojisini ve öğretim hayatını geliştirmeden kendisini var edemez ve tüm bunlar ilkokulda başlar.
Kültür İşçileri Olarak Öğretmenler
Kültür İşçileri Olarak ÖğretmenlerPaulo Freire · Yordam Kitap Yayınları · 2019124 okunma
·
1 artı 1'leme
·
233 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Zeynep Topki okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş. Okuduğum kitabı yeniden okuma isteği uyandırdı. Ellerinize sağlık
Canan Gözüaçık okurunun profil resmi
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.