Gönderi

200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir önemli klasik eseri daha okuyup bitirdim. Felsefeyi ve bu konular hakkında kafa yormayı sevdiğim için kitap benim için oldukça zevkliydi. Kitap aslında 4 bölümden oluşuyor. Euthyphron, Apologia, Kriton ve Phadion. Euthyphron'da Sokrates kendini bilge zanneden bir din adamıyla sohbet ediyor. Sokrates'in alaycılık sistemi olan soru-cevap yöntemiyle bu adamın da bilge olmadığını aslında kendi alanına göre kısmen basit olan sorulara cevap verememesiyle anlıyoruz. Genel olarak dine aykırı ve dine uygun olan nedir diye soruyor Sokrates ve din adamı bu sorulara bile tatmin edici veya tutarlı cevaplar veremiyor. Apologia'da Sokrates'in savunmasını okuyoruz aslında. Sokrates'e Atina halkı tarafından bir suçlama yapılıyor. Suçlama ana olarak "Sokrates, kentin inandığı tanrılara inanmadığı, yeni tanrılar icat ettiği ve gençleri yoldan çıkardığı için suçludur." şeklindeydi. Sokrates kendini çok iyi bir şekilde savunduğu ve onu suçlayanların tutarsız kısımlarını da ortaya çıkardığı halde yine de suçlu bulunuyor. Ve aslında bu bölümde Sokrates'in felsefeye nasıl başladığının hikayesini de dinliyoruz. Şuan da adını hatırlayamadığım bir tanrı tarafından Sokrates'ten daha üstün bir bilge olmadığı kehaneti ortaya atılıyor. Sokrates'te kesinlikle bilge olmadığını düşündüğü için kehaneti araştırmaya koyuluyor ve tek tek o dönemin bilgesi sayılan insanlarla tanışmaya, onları sorgulamaya başlıyor. Ve aslında yine daha önce bahsettiğim soru-cevap yöntemiyle de o insanların aslında bilge olmadıklarını ortaya çıkarıyor. O dönemin bilge insanlarının hepsi bilge olmadıkları konularda da bilge olduklarını iddia ettiği için, bilmedikleri işlere de burunlarını soktukları için bilge sayılmıyorlar. Ve Sokrates'te şunları söyleyerek onlardan daha fazla bilge olduğunu insanlara kanıtlıyor: "Bu durumda hiçbir şey bilmediğimi bildiğim için, az da olsa onlardan daha bilgeyim sanırım." Ve evet Sokrates'te bu şekilde insanların bilgeliklerini çürüttüğü için ve gençlerinde bu çürütmeleri izlemeyi sevdiği için onun peşinden gittiklerini söylüyor. Ve yine bu şekilde insanların bilgeliklerini çürüttüğü için insanların nefretini kazandığını bu sebeple de iftiraya uğradığını anlatıyor. Fakat Sokrates kendini çok mükemmel savunmasına rağmen -Örneğin ben, tarafsız bir şekilde okumaya başlayıp acaba Sokrates suçsuz olduğuna beni ikna edebilecek mi dedim ve evet Sokrates beni gerçekten çok iyi bir şekilde ikna etti ve aklımda tek bir soru işareti bile kalmadı.- 60 oy farkla haksız bulunuyor ve ölüm cezasına mahkum ediliyor. Kriton' da Sokrates'in öğrencisi ve iyi bir dostu olan Kriton Sokrates'i infazını beklerken bulunduğu hapisten kaçması için ikna etmeye çalışıyor. Ardından Sokrates ve Kriton arasındaki etik, ahlak üzerine olan sohbet sonucunda Kriton kendini Sokrates'in hapisten kaçmaması gerektiğine ikna edilmiş halde buluyor. Ve son olarak Phadion'da ise Sokrates son saatlerinde dostları ile ruhun ölümsüzlüğü hakkında sohbet ediyor. Kendi adıma bu bölümü okumakta ve anlamakta çok fazla zorlandım. Felsefik açıdan okuması çok zor ve karmaşıktı benim için. Özellikle ruhun armoniden oluştuğu kısım ve ondan sonraki kısımları okuması çok zordu ve maalesef neredeyse hiç anlamadığımı söyleyebilirim. Gerçekten okuma zevkini çok fazla hissettiğim bir kitaptı. Sokrates'in fikirleri benimkilere çok yakın ve bazı aşırı marjinal filozoflar gibi aykırı fikirleri de yok. Özellikle son sayfalarda bulunan ölümden sonra nasıl bir süreç izleyeceğimiz, Dünya'nın ve evrenin nelerden ve nasıl oluştuğu hakkındaki görüşleri, sahip olduğu görüşleri bu kadar sakin, tutkulu ve ikna edici bir şekilde savunması ve ölümü; anlattığı tüm sebepler sonucunda bu kadar metanetle karşılaması beni oldukça etkiledi.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202353,1bin okunma
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.