AyselBu kitap için inceleme yapmaktan imtina ederim. Ulvi ve manevi bir makama hizmet ettiğini belirtmek amacıyla yazarın ve sonrasında okuyupta hayatını değiştirmiş nice insanların alıntılarını ekleyeceğim yalnızca.
"..Uçakta Türkiye’ye
gelene kadar kitabı bitirdim.Allah’ım o ne duygu tufanıydı! Atmış
yaşındaki bir insanın, bir çocuk gibi ağlaması, görülmüş müdür? Ellerinize, yüreğinize sağlık. İnançlı birisiydim ben, ama Aysel beni
daha da ateşledi. Hamdolsun artık Yüce Mevla’nın kapısını her gün
çalıyorum."
"Öyle çaresizdim ki anlatamam. Rabb’im, gözü yaşlı bu günahkâr annenin dualarını kabul etti nihayet. Kızımın
karşısına Aysel ismindeki kitabınızı çıkardı. Allah’ıma şükür, abdestli
ve namazlı şimdi."
"Yaşım 19. Hayatın kötü
tuzakları beni de intiharın eşiğine getirmişti. Hayatıma son vermenin
hazırlığını yaparken uzak bir akrabanın Türkiye’den bana gönderdiği
Aysel kitabıyla karşılaştım. Şu Allah’ın işine bakın ki son anda elime
geçen bu kitap sayesinde kurtuldum ben."
"Mektup bitmişti; ama biz de bitmiştik. Bu sanki sıradan bir mektup
değil, bir neslin imansızlık girdabında nasıl çırpındığını anlatan tarihî bir belgeydi. Dinden, imandan mahrum olarak yetiştirilen bir kızın, bu
dayanılmaz hayat öyküsüne bakıp kimler utanmalıydı, kimler başlarını öne eğmeliydi?
Yöneticiler, ana-babalar, öğretmenler; toplumdaki herkes…
Bu mektup birçok kimseye ulaşmalı, herkes okumalı ve herkes
yaptığı yanlışın ne olduğu konusunda kendini sorgulamalıydı. Bugün
Aysel, yarın diğerleri… Topluma kurulan tuzaklar daha çok gençleri
bekliyordu.
Bu mektubu okuduktan sonra şu konu bir kere daha kendini
hissettirmişti.
“İman, insanı insan eder. Küfür, insanı gayet aciz bir canavar
hayvan eder…
“Eğer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse hayatı
zahirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve
lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir.” (Sözler)