Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

243 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
"İnsan isyankâr bir varlıktır"
Aslen Erzurumlu olan Nurettin Topçu, 1909 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İstanbul Lisesinden mezun olduktan sonra 1928 yılında Fransa'ya gitmiş ve Strazburg Üniversitesinde felsefe eğitimi almıştır.Topçu, 1934 yılında Sorbonne Üniversitesinde felsefe doktorasını tamamlamış ve böylece Fransa'da Türkler arasında ahlak üzerinde çalışan ilk öğrenci ve Sorbonne'da felsefe doktorası veren ilk Türk olmuştur. Yurtdışındaki öğrenim hayatı devam ederken ünlü sosyoloji dergilerinde yazıları çıkmış ve zamanın ünlü bilim adamı, şarkiyatçı ve filozoflarıyla tanışmıştır.Hallac-ı Mansur üzerine çalışmalar yapan Louise Massignon ve hareket felsefesinin kurucusu Maurice Blondel bunlar arasındadır. Fikrî ve mesleki kişiliğinin oluşmasında çok büyük rolü olan bu iki filozofla onların ölümüne kadar mektuplaşmıştır. Fransa'da altı yıl süren eğitiminin ardından ülkesine döndüğünde, ideolojik kutuplaşmalar nedeniyle üniversite camiasında yer bulamaz. Bu durum her ne kadar onu çok üzse de asla şevkini kırmamış ve farklı liselerde felsefe öğretmenliği yaparak hem kendi öğrencilerinin hem de sonradan gelenlerin yolunu aydınlatmaya devam etmiştir. Sorbonne Üniversitesinde verdiği doktora tezi sonraki yıllarda "İsyan Ahlakı" adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Doktora tezinin orijinal isminin Türkçe karşılığı 'Konformizm(uysallık) ve İsyan' olsa da Nurettin Topçu bunu 'İsyan Ahlakı' şeklinde tercüme etmeyi uygun bulmuştur. İsyan ve ahlâk kelimeleri arasında mana yönünden zıtlık ilişkisi vardır. Bu iki zıt kelimenin yan yana gelişi insanların dikkatini çekmiş ve belki bu yüzden 'İsyan Ahlâkı ' Nurettin Topçu'nun en çok okunan kitabı olmuştur. Hâlbuki kitap akademik bir dille , ders kitabı tarzında yazılmıştır ve özellikle felsefî alt yapısı olmayanlar için hem okuması hem de anlaması zor bir kitaptır. Bu nedenle Nurettin Topçu okumalarına diğer kitaplarından başlayıp daha sonra 'İsyan Ahlâkı ' kitabına geçmek daha verimli bir okumaya vesile olacaktır. Peki niçin İsyan Ahlâkı, kim, neye, nasıl isyan etmeli ve isyan ne demektir? Nurettin Topçu kitabında işte bu sorulara cevap aramıştır.Ahlâkî bir varlık olan ancak bu vasfını yavaş yavaş yitirmeye başlayan insana, her şeyin olduğu gibi isyanın da bir ahlâkı olması gerektiğini hatırlatmak istemiştir. Topçu’nun yaşadığı dönemde Türkiye’de etkili olan akım sosyolojizmdir. Pozitivist ve determinist anlayış üzerine oluşturulmuş olan sosyolojizm, her türlü şarta uyum sağlamayı empoze eden konformist bir ahlâka neden olduğu için bu sistemde fert, bir şahsiyet olmaktan çıkıp sosyal yapının bir ürünü haline gelmiştir. Topçu, ferdin varlığını yok eden, kendine yabancılaştırıp tekamülüne engel olan sosyolojizm tehlikesi karşısında, Blondel’in Hareket felsefesinden yola çıkarak yeni bir ahlâkî anlayış ortaya koymuş ve kendi insanının ahlaki sorunlarına ve buhranlarına Hareket felsefesinin kavramlarını ve metodunu kullanarak çözüm üretmeye çalışmıştır. 1939 yılında çıkarmaya başladığı Hareket adlı dergi, onun hareket felsefesinden ne kadar etkilendiğinin kanıtıdır.Bu felsefenin kurucusu Blondel’e göre insan hareketlerinin, aile, toplum ve devlet basamaklarından geçerek Allah’a doğru ilerlemesi gerekmektedir. Din hayatın tamamıyla irtibatlı olan bir hareket sistemidir. Blondel din ve aklı birbirinden ayırmak yerine hakikate ulaşmanın imanla mümkün olabileceğini söyleyerek din ve felsefeyi birbirine yakınlaştırmaya çalışmıştır. Ona göre hakikat arayışında belli bir yere kadar varabilen akıl, daha ilerisini imanın doldurmasına izin vermektedir. İrade, hareket ve isyan Topçu’nun fikriyatının temel kavramlarıdır. Hareket felsefesinin konusu olan hareket, içgüdüsel bir şuursuz davranış ya da basit bir refleks değildir. Hareketten kasıt her türlü şuurlu insan faaliyetidir. Topçu, hareketi insanın iradi olarak kendisini ve eşyayı değiştirmesi olarak tanımlamaktadır. İnsanın gerçek bir ben olabilmesi için yücelmesi, yükselmesi, yukarıya doğru hareket etmesi gerekmektedir. İnsan her hareketiyle, daha mükemmel bir harekete özlem duyarak tabiatüstüne, sonsuzluğa yani Allah’a kadar yükselişini sürdürecektir, çünkü hareketin gayesi sonsuza ulaşmaktır . Bir anlamda hareket insanı Allah’a ulaştıran bir köprüdür. Yükselişin tabiatüstüne kadar sürmesi, insandaki sonsuzluk iradesinden ötürüdür. Çünkü insan, sonsuzdan gelir, sonsuza gider. Sonsuzluk arzusu, sonlu olan hiçbir hedefte tatmin bulmaz. Sonsuzluk arzusunun tatmin bulduğu yer, sonsuzluğun kendisidir. Hareket aynı zamanda sonsuzluğa ulaşmak isteyen ferdin iradesinin kendisine karşı bir isyanıdır. Bu isyan, iradenin amacına ulaşıncaya kadar karşılaştığı bütün engellere ve otoritelere karşı gelmektir. Bu otoriteler kendi benliğimiz, toplum, devlet gibi irademizi baskı altında tutmaya çalışan ve hürriyetimizi yok eden otoritelerdir. Bunlar, insanlar için esarettir ve esaretlerinden kurtulamayan ben hiçbir zaman sonsuza ulaşamaz. Haz, dayanışma ve hakimiyet Topçu’ya göre sonsuzluğa ulaşmayı hedefleyen hareketin önündeki engellerdir. Haz alt başlığında insanın arzu ve ihtiraslarının, dayanışma başlığı altında toplumun ve hakimiyet başlığı altında ise devletin, insanı esir eden ve sonsuzluğa giden yolda aşılması gereken otoriteler olduğu belirtilmiştir. Hareketin kaynağı ise insanda bulunan ve Tanrı’nın lütfu olan iradedir. İradenin anlamlı olabilmesi için de hürriyet şarttır. Bu nedenle Nurettin Topçu giriş, sonuç ve altı kısımdan oluşan İsyan Ahlâkı kitabına ahlak meselesi ve mesuliyet konularına değindiği kısa bir girişten sonra hürriyet meselesini ele alarak başlamıştır. Bu kısımda Topçu, Spinoza’nın determinizme dayanan zorunluluk fikri ile Bergson’un süre felsefesine dayanan ve ne olduğu muğlak ifadelerle açıklanmış olan kendiliğinden oluş fikrini eleştirmiştir. Topçu’ya göre gerçek hürriyet, dışsal şartlarla alakası olmayan içsel bir unsurdur ve hareket tayininde daha mükemmelini seçme imkanının varlığıdır. Hür olmak, bir hareketten sonra yeni bir yola girmek ve kendisini değiştirebilmektir. Çünkü hareket hep daha iyiye, daha mükemmele doğru olmak zorundadır. Nurettin Topçu kendi ahlak sisteminin temeline sorumluluk kavramını koymuş ve insanın fiillerinden önce mi yoksa sonra mı sorumlu olduğu sorusuna cevap aramıştır.Ona göre ahlak sistemlerinin hepsi bu kavramı olumsuz açıdan değerlendirmişlerdir. Çünkü onlara göre sorumluluk, kötü bir hareketin sonunda bizi karşılayacak olan bir vicdan azabı ya da hukuki bir yaptırımdan ibarettir.Oysa Topçu’ya göre sorumluluk müspettir ve hareketin sonucu değil sebebidir.Sorumluluk hareketten öncedir ve hareketten sonra da artar. Fertler hareketten önce sorumludurlar ancak hareket ederken hür olurlar. Sorumluluk, fertlerdeki hürriyeti ortaya çıkaran şeydir. Bu nedenle hürriyet, sorumluluğun şartı değil sonucu olmaktadır. Nurettin Topçu doktora tezinin son kısmında insanın tabiatüstü, sonsuz bir kudrete iman etmeye olan ihtiyacından bahsetmektedir. Şöyle ki, daha önce de ifade edildiği gibi İradenin amacı mutlak sonsuzu arayıştır. İradenin bu arayışına cevap vermede tabiatın yetersiz kalışı onu tabiatüstü mutlak sonsuzu aramaya yöneltir. Bu durumu hareket felsefesinin kurucusu Blondel şu şekilde tespit etmiştir: “…bütün zahiri tatminleri aşan irade, sonra kendisini daha derin bir boşluk karşısında” bulmuştur. Topçu,hakiki selametin mutlak sonsuza ulaşmakla mümkün olabileceği sonucuna varmıştır.Bunun için de bu yolda karşılaşılacak bütün engellere isyan etmek gerekmektedir. Kısaca selametin yolu Allah'a mutlak itaatten, mutlak itaatin yolu da Allah'a giden yolda karşısına çıkan bütün otoritelere isyan etmekten geçmektedir. Bu yönüyle Topçu'nun isyanı, Allahsız insana karşıdır. Allah'sız ne gerçek anlamda ahlâk olur ne de gerçek anlamda isyan. Bu nedenle o İsyan'ı, Allah'ın bizdeki hareketi olarak tanımlamaktadır. Bir hareketin isyan olabilmesi için mutlak teslimiyetle sonuçlanması gerekmektedir. Yoksa her başkaldırı isyan değildir. Bu bağlamda Topçu üç seküler isyan örneğini ele almıştır. O Stirner, Rousseau ve Scopenhauer'i gerçek anlamda isyancı olarak görmez. Sebebi ise isyanlarının sonucunda sonsuzlukla bağ kurup mutlak teslimiyete ulaşamamış olmalırıdır.Onlar, isyan ettikleri nizamla ancak kendi kendilerini inkar etmişler ve ya anarşizm, ya da nihilizm ve karamsarlık batağında kaybolmuşlardır. İsyanla itaat arasında her ne kadar zıtlık ilişkisi olsa da isyan ahlakında, isyanla itaat birbirinin devamıdır. İman yolculuğu Lâ'da başlayıp illâ'da biter ve hakiki bir mümin gerçek bir isyankardır. Onun imanında, Hallac-ı Mansur örneğinde olduğu gibi hem uysallık ve mutlak teslimiyet hem de isyan vardır. Bütün beşeri yetersizliklere ve yalancı otoritelere başkaldıran insan, Allah’ın huzurunda mutlak bir itaat ve acz halindedir. Fuzuli’nin ifadesiyle o padişah gibi bir köle muhteşem bir dilencidir.
İsyan Ahlakı
İsyan AhlakıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20161,245 okunma
··
1.368 görüntüleme
Mutâlî’ okurunun profil resmi
Nurettin Topçu'nun şöyle bir sözü vardır; “Büyük adamlar, kendi benliklerinin dışında hayata başlıyorlar. Dışarıdan harekete başlıyor ve dışlarındaki bir yolculuğun sonunda kendi iç dünyalarına ulaşıyorlar. Lakin dış âlemden benliklerine doğru onları seferber kılan bu yolculuk, kendi içlerinde nihayete ermiyor.” Varoluşsal Boşluk yaşadığımız modern dünyada üstâd bizlere muazzam tespitleri ve öngörüleri ile nasıl hareket etmemizi hız-haz-ayartı olmaksızın ortaya sunmuş. Ve anlıyoruz ki ahlakın da gerçek anlamda isyanın da temelinde Allah vardır.. Yüreğinize sağlık kıymetli hocam nitelikli bir inceleme! Var olun.
2 önceki yanıtı göster
Hülya okurunun profil resmi
Mutâlî’
Mutâlî’
Bu güzel değerlendirmeniz için çok teşekkür ediyorum Hocam.Sizden de Lamia Hocam'dan da Allah razı olsun.
1 sonraki yanıtı göster
L. G. okurunun profil resmi
Ahlaki bir varlık olan ancak bu vasfını yavaş yavaş yitirmeye başlayan insana her şeyin olduğu gibi isyanın da bir ahlakı olduğunu hatırlatmak istemiştir
L. G. okurunun profil resmi
İradenin amacı mutlak sonsuzu arayıştır. İradenin bu arayışa cevap vermede tabiatın yetersiz kalışı onu tabiat üstü mutlak sonsuzu aramaya yöneltir.
L. G. okurunun profil resmi
Bütün beşeri yetersizliklere yalancı otoritelere başkaldıran insan, Allah'ın huzurunda mutlak bir itaat acz haldedir.
Hülya okurunun profil resmi
İsyan, Allah'ın bizdeki hareketidir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.