Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

303 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Üzerimizde bulunan her türlü tahakkümün yıkılarak ortadan kaybolduğu bir dünya özlemi taşıyan ve bu ütopyasını anarşizm olarak niteleyen John Zerzan, "Gelecekteki İlkel" isimli başyapıtında çağdaş insan sorununa farklı bir açıdan yaklaşıyor. Zerzan, insanın evrimsel süreçte kültüre karşı doğadan yana tavır almasının yanı sıra her eylemin ve her nesnenin sembolik olarak değerlendirilmesinin, doğa ile kültür arasındaki ayrımın reddedildiğini göstermekte olduğunu söylerken aslında teknoloji ilerledikçe "insanlığın" da geriye doğru gittiğini belirtmekte. Günümüzde hâlâ varlığını sürdüren avcı-toplayıcı kabilelerin oldukça sağlıklı, dirençli ve güçlü olduğu fakat uygarlıkla ilişkiye girdikleri andan sonra bu özelliklerinin bozularak dejenere olmaları, ayrıca tarımla birlikte mülkiyet olgusunun gelişmesi ve mülkiyetin en yüce değer haline gelmesiyle dünyaya sahip olmak isteyen insanın dehşet uyandıran değişimi çarpıcı bir şekilde anlatılıyor kitapta. Şamanların ve benzer dini liderlerin ortaya çıkmasıyla birlikte medyumların ve ruhban sınıfın oluşarak, önce kabilelerde daha sonra da toplumlarda ayrımlaşmanın başlaması, bunun sonucunda sınıf farklılıkları ve bu farklılıklardan menfaat elde eden grupların var olması da bir "uygarlaşma" sorunu olarak ele alınıyor. Zamanın varlığı, ölçülmesi ve zamana göre yaşantının düzenlenmesinin; erk sahipleri tarafından insanlar üzerindeki tahakkümü artırarak bir baskı ve sanal bir boyunduruk altına alması "Zamanın Başlangıcı, Zamanın Sonu" başlığı altında irdeleniyor. Yazar, zamanın yaşanan anı elimizden çalarak kıyasıya anlamsızlaştırılıp yabancılaştırılan bir dünyayı yansıtmakta olduğunu söylerken "anlamlı olabilecek tek politikanın, dili ve zamanı ortadan kaldıran ve böylece şehvet derecesinde vizyon sahibi olan politika" diyerek can alıcı bir şekilde tavrını da ortaya koyuyor. Yazarın dilin kökeni ve anlamına ilişkin yazdığı bölümde, dil vesilesiyle oluşturulan kelime ve anlatım şeklini özgür düşüncenin önündeki en büyük engellerden biri olarak görmesi çok ilginç. Keza yazının icadıyla köleleştirmeye ve sömürüye sunulan desteğin de iktidar ve fetih peşinde koşan hükümdarlar için bulunmaz bir nimet niteliğinde olduğu belirtilmekte kitapta. Zaman ile sayı arasındaki ezeli ilişki ve bundan bağımsız olarak dil ile sayı arasındaki bağ ile birlikte dilin matematikselleşmesi, aynı doğrultuda zamanın da bir ölçü olarak kabul edilmesini gerektirmekte ve yazarın deyimiyle "Başlangıçta zaman ile nesneleşen otorite, adım adım matematikleşen zaman bilinci ile birlikte daha da katılaşmaktadır". Kitapta yabancılaşmanın cisimleşmesi şeklinde tarif edilen tarım, parçalanmanın zaferi olarak ifade ediliyor. Yazar, tarımın; üretimin doğuşunu temsil ettiğini söylerken dünyadaki tüm canlıların da tarımın birer nesnesi haline geldiğini belirterek, yine tarımın evrenselleşmesiyle birlikte evcil hayvanların fabrikasyon birer ürüne dönüşüp özellikle tavuk, sığır ve domuz gibi hayvanların oldukça acımasız şartlarda yetiştirilip öldürülerek yiyecek olarak tüketilmesi sonucunda doğal dengenin bozulduğu gibi, türlü işkencelere maruz kalan bu hayvanların etiyle beslenen insanların da sağlıklı bir geleceğe sahip olmalarının engellenmiş olduğunu vurguluyor. Zerzan, postmodernizmin düşünen kişiyi ortadan kaldırmayı hedeflediğini söylerken aynı zamanda öznel kişiliğin de bir nevi imhası olduğunu ifade ediyor ve yine postmodernizmin toplumları çıkmaz bir sokakta, hiçbir eleştirinin geçerli olmadığı bir yerde hiçlikle baş başa bıraktığını belirterek sözlerini sonlandırıyor.
Gelecekteki İlkel
Gelecekteki İlkelJohn Zerzan · Kaos Yayınları · 2000155 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.