Narnia'nın güneyinde uçsuz bucaksız bir çöl uzanır ve onun ötesinde Calormen İmparatorluğu (belli ki Orta Doğu Müslüman dünyasına dayanır). Calormen'in derinliklerinde, perişan ve suistimal edilmiş bir balıkçının 'oğlu' Thasta ve görücü usulüyle korkunç bir evliliğe zorlanacak olan Aravis, (ülkelerinde) efsanevi Narnia'ya giden yolda kendilerine beklenmedik yol arkadaşları bulurlar; kendilerini büyük bir Narnia macerasına kaptırırlar! Aslan, Cadı ve Dolap'ta kısaca atıfta bulunulan Pevensies döneminde geçiyor ve uzun bir yolculukla dolu klasik bir peri masalı macerası. kötü imparatorluk, krallar, kraliçeler, savaşlar, devler ve daha fazlasının yanı sıra Narniaca konuşan hayvanlar ve efsanevi yaratıklar. Diğer masallarla özellikle örtüşmese de, Narnia gerçekliğinde, özellikle de komşularında yaşam hakkında çok fazla ayrıntı olduğu için, en büyük gerçeklik inşa eden hikayelerden biridir. Seriyi yayın sırasına göre değil kronolojik olarak okuduğum için bu, Narnia topraklarına üçüncü yolculuğum. Serinin muhtemelen en merak uyandıran başlığıyla, bu beni en çok heyecanlandıran hikayeydi ama sonuçta benim için önceki iki kitabın büyüsünü yaşatmadı. Düşündüğüm gibi olmasa da yine de keyif aldım ve bu nedenle önceki hikayelere hakim olan birçok mistik ve büyülü niteliği kaybetti. Bu hikaye, genç bir çocuk olan Sashta'yı ve onun konuşan atı Bree'yi, paçavradan zenginliğe kahramanca bir hikayede çevreliyor. Vahşi toprakların sınırından gelen ikili, aksi takdirde onları bekleyen kölelikten kaçmak için şehirleri ve çölleri aşar. Yolculukları boyunca, maceralarında onlara katılan benzer bir kaçak çift olan Avaris ve konuşan at Hwin ile tanışırlar. Önceki hikayedeki karakterler Narnia'nın Kralları ve Kraliçeleri olarak yeni rollerinde yeniden ortaya çıktı ve karakterlerin nasıl ilerlediğini görmek heyecan vericiydi. Hikayenin maceracı unsurları yüksekti ve bu büyülü alemin daha fazlasını görmek gerçek bir zevkti, ancak bunu okurken askıya alınan inancımın bir kısmını kaybettim. İnsan dünyasıyla hiçbir bağlantısı olmayan bu kitap, yine de hoş ama büyüleyici olmayan bir okuma sunuyor. Bu hikayeyle ilgili en büyük şikayetim, onun vahşi öteki klişesine dayandığını ve yayınlandığı zaman için kabul edilebilir olabilecek ancak günümüz okuyucusu olarak beni sarsan bazı ırkçı unsurları içerdiğini hissetmemdi. Kitabın bu günahını affedemedim ve aldığım zevki önemli ölçüde azalttı. Benzer ifadelere sahip birkaç başka inceleme görüyorum, bu yüzden belki de bu sadece benim metin yorumumdu, ancak yine de, basmakalıpların bir şekilde yanlış olduğu hissi, bunu okurken beni kıkırdamaya devam etti.

At ve ÇocukC. S. Lewis · Doğan Egmont Yayıncılık · 20121,556 okunma

·

113 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.