At Çalmaya Gidiyoruz, Norveç'te orman kıyısında küçük bir kulübede baba ve oğul ilişkisini, anılarla hesaplaşmayı, büyümeyi, insanın kendini tanımasını anlatan bir romandır. Yazar kelimelere o kadar güzel duygu yüklemiş ki, kendinizi o karakterlerin yerine koyabilir ve hangi yaşta, hangi duygu ve incinmişlikleri yaşamış olduklarını hissedebilirsiniz. Yazar roman kurgusunda hayatının üç farklı döneminden bahsetmektedir. Yazar hayatının son zamanlarını kendini her şeyden soyutlayarak çocukluğunun geçtiği kulübeye, özlemini çektiği ve yaşamı boyunca belki de eksikliğini hissettiği anılarını hatırlamak ve yaşama tutunmak istediği için geri dönmüştür. Çünkü yazar geri kalan vaktinin ne kadar az ve kıymetli olduğunun farkındadır. Yazarın kendini her şeyden soyutlayıp çocukluğundaki hatıralara sığınıp huzur araması bugün de içinde bulunduğumuz kapitalist sisteme bir eleştiri olabilir mi diye düşünmedim değil? Yazarın hikayesinde dikkat çeken önemli nokta ise tüm hikaye boyunca babası ve babasının hayatındaki rolünden bahsetmesi olmuştur. Bu da bize baba figürünün çocuklar üzerindeki önemli etkisini göstermektedir! Bana göre kitapta olumsuz tek yön, üç farklı dönem arasında geçişler yaparken okuru zorlayan yazarın bir de çok fazla betimleme yaparak okuru sıkmasıdır. Bence fazla gereksiz detaylar verilmişti bu da beni bir tık sıktı. Kitap sonunda okuduklarımızdan yola çıkarak bir çıkarım yaparsak, bir soru niteliğinde olarak kendimize yazarın şu cümlesini yöneltebiliriz: " Kendi yaşamöykümün kahramanı ben mi olacağım, yoksa bu yeri başka biri mi ele geçirecek..." Ve bu soruya cevap olarak yine yazarın şu cümleleriyle karşılık verebilirim: "Canımızın ne kadar acıyacağına kendimiz karar veririz." Keyifli okumalar.

At Çalmaya GidiyoruzPer Petterson · Metis Yayınevi · 20211,109 okunma

·

451 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif