Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
İçerisinde bulunduğumuz dünya, aslında yokluklar değil çokluklar dünyası… Son 20 yılda teknoloji bizlere çokça faydalar sağladı ancak bu faydaların yanında birçok yönden de bizlere zararlar verdi ve vermeye de devam ediyor. Bu zarar veren şeylerin bazılarına bakacak olursak; bu kadar çok imkanın içerisinde sanki imkanımız yokmuş gibi davranmamız; sahip olduklarımızla yetinmeyip sürekli yeni şeyler edinme arzumuz yani bitmek bilmeyen doyumsuzluğumuz; tüketmeye odaklanmamız ve gittikçe üretmekten uzaklaşmamız; sağlıklı olan besinler yerine sağlıksız olanlara yönelmemiz; ihtiyacımız olmayan şeylere sanki ihtiyacımız varmışçasına anlamlar yüklememiz ve bunlara sahip olduktan sonra da elimizin tersiyle bir kenara itmemiz; eşyalardan, insanlardan ve diğer şeylerden çok çabuk vazgeçmemiz; tek başımıza hayatta mutlu ve huzurlu kalabileceğimiz yanılgısıyla hareket ederek kendimizi büyük bir yalnızlığın içerisine sürüklememiz ve bunun gibi niceleri… Tüm bu olumsuz durumların kaynağı olarak teknolojiyi tek başına günah keçisi ilan edemeyiz belki ancak teknolojinin bu sorunların tam da merkezinde olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hemen hemen tüm işlerimizi internet üzerinden yapabilir hale geldik; banka işlerimizi, sınavlarımızı, araştırma ödevlerimizi, sevdiklerimizle sesli/görüntülü iletişimimizi ve başka birçok şeyi internet üzerinden yapmaya başladık. Teknoloji bu konumlarda bizlere büyük çapta kolaylıklar sağlamasına karşın yanlış kullanıldığı durumlarda ise bizleri; hareketten, sağlıklı beslenmekten ve zihnimizi yeterince kullanma becerisinden de uzaklaştırdı. Hareketimiz azaldıkça, sağlıksız beslendikçe ve düşünme yetimizden uzaklaştıkça zihinsel ve fiziksel hastalıklarımız arttı. Ve biz bu durumun yeterince farkına varamadıkça da bu olumsuzluklar artarak devam edecek gibi gözüküyor. Sosyal medya, çoğunlukla tüm bu olumsuz faaliyetleri körükleyen bir sistem haline dönüştü. Şirketler satın almamızı istedikleri ürünleri çeşitli yöntemlerle bizlere sosyal medya üzerinden pazarlıyorlar. Ancak bunu öyle bir ustalıkla yapıyorlar ki sanki bizim o ürünlere ihtiyacımız varmış gibi bir algı oluşturup ve yine sanki hiçbir baskı altında kalmadan kendi irademizle o ürünü satın alıyormuşuz hissiyatını bizlere yaşatıyorlar. Aslında satın aldığımız çoğu şeyi kendi irademizle almıyoruz, şirketler neyi satın almamızı istiyorlarsa o şeyleri sanki kendi irademizle alıyormuşuz gibi satın alıyoruz. Son zamanlarda satın aldığınız ürünlere gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını, sizlere bu şeyi/şeyleri satın aldıran sebeplerin ne veya neler olduğu konusu üzerinde biraz düşündüğünüzde ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacağınıza inanıyorum. Sonuç olarak mutluluğu, sürekli bir şeylere sahip olarak sağlama çabamızdan vazgeçmediğimiz sürece koşullu bir mutluluktan öteye geçemeyecek ve gerçek mutluluğu tadamayacağız. 176 sayfadan oluşan bu kitabı konu hakkında bir farkındalık sağlaması bakımından faydalı buldum. Ayrıca internet dünyası üzerindeki algoritmalar hakkında daha detaylı bilgi almak için Akan Abdula’nın “Öngörülemeyenler” isimli kitabını da okuyabilirsiniz.Keyifli okumalar dilerim.
Yeni Dünyanın Cesur İnsanı
Yeni Dünyanın Cesur İnsanıSinan Canan · Tuti Kitap · 0529 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.