Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bizler, ödenmesi gereken minicik birer bedeliz...
~~~Bazı şeylere ihtiyacın olduğu için inanırsın; yoksa inandığın şeyin kendi başına bir değeri, bir işlevi yoktur~~~ Soğuktan Gelen Casus yayınlandığında bir klasik olarak görüldü ve bugün de bir klasik olarak görülmeye devam ediyor. Bu klasik,
John Le Carré
John Le Carré
nin üçüncü romanı ve ona uluslararası üne kavuşan bu romanda, gerilim kurgusunda yeni bir dünya oluşturmuştur, sistem ve kişisel vurgular adına. Le Carre, İngiliz İstihbaratında geçirdiği yıllardan edindiği bilgi birikimiyle, kariyerine son vermeyi özleyen ancak son bir, görevi üstlenen bir İngiliz ajanının hikayesinde uluslararası casusluğun gölgeli anlaşmalarına ışık tutarak Le Carre'ın 1960'ların başındaki gölgeli yıllara götüren hayallerinin ötesinde siyasete kapılan adamların cesur ve korkunç bir hikayesi olarak yeniden doğarak, İngiliz istihbaratındaki yıllarının içsel bilgisini en iyi romancıların becerileriyle birleştirerek, okurlara Berlin Duvarı yükseldiğinde ve Soğuk Savaş canlandığında, gergin ve kıvrımlı bir hikaye sunar. """Elbette beni bu kitaba teşvik eden Berlin Duvarı'ydı: Duvar dikilmeye başlar başlamaz, yerinde görmek için Bonn'dan uçakla gelmiştim. Oraya birlikte gittiğim Büyükelçilik'ten bir meslektaş Kremlin'in en yeni siperini koruyan beyinleri yıkanmış küçük kabadayıların sansar yüzlerini izlerken yüzümdeki o sırıtışı silmemi söyledi. Sırıttığımın farkında değildim, onun için bunun en ciddi anlarda yüzüme yerleşen o sulu sırıtışlardan biri olduğu kanısındayım. Elbette gördüklerimizde sırıtacak hiçbir şey yoktu ve ta içimden tiksinti ve dehşetten başka bir şey hissetmedim, ki hissetmem gereken de tam olarak buydu: Duvar, çılgınlığa sarmış bir ideolojinin korkunçluğunun dehşetengiz bir simgesi ve tiyatrosuydu. Terörü çok kolay unutuyoruz. Duvar'a bakmak, bizzat umutsuzluğa bakmak gibiydi ve içimde kitaba giden yolu bulan bir öfkeye dokunuyordu. O dönemlerde yapılan söyleşilerde bunların hiçbirinden bahsetmediğimden eminim. Belki de hâlâ fazla casustum; belki de ustaca bir öykü anlatarak kendi kargaşamdan bir çeşit acı düzen yarattığımı anlayacak kadar iyi tanımıyordum kendimi.""" diyen yazar kitabın başındaki önsözünde vermek istediği mesajların alt yapısını anlatmış gibi... ~~~Zenginler geleceğinizi yedi ve yemeği de onlara yoksullarınız verdi.~~~ Soğuktan Gelen Casus, tarihin tiksindirici bir hareketinin umutsuz bir mekanizmayla çakıştığı, ikiyüzlülük ve casusluğun yıkıcı bir hikayesi olup, ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır. Bence ince tespitleri olan bir kitap ki kitapta yapılan vurgu da hep savunduğum teze yönelik gibiydi oyüzden severek okudum... ~~~...Nefret ediyorum, her şeyden nefret ediyorum; yoruldum artık. Ama çaldıran dünya, insanlık. Bizler, ödenmesi gereken minicik birer bedeliz... Ama bil ki her yer aynı, insanlar kandırılıyor, ayartılıyor, bütün hayatlar mahvoluyor, insanlar kurşuna diziliyor ve hapishanelerde koca insan grupları ve sınıflarının üzeri çiziliyor. Ve sen, senin Parti'n - Tanrı biliyor ya, sıradan insanların cesetleri üzerinde kuruldu...~~~
Soğuktan Gelen Casus
Soğuktan Gelen CasusJohn Le Carré · Kırmızı Kedi · 2014243 okunma
·
2 artı 1'leme
·
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.