Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Önceki incelememe #213782830 ; “ Ne zor değil mi yaşamak… Ne zor insanlarla yaşamak… İnsanlar olmasaydı, yaşamak bu kadar zor olur muydu? Sahiden, yaşamak. İnsanlara karşı verilen bir mücadeleden ibaret midir?” diye başlamıştım. Allah hiç bir şeyi karşımıza sebepsiz çıkarmaz. Bu kitabı okuyunca anladım ki yaşamak insanlara karşı değil kendimize karşı verdiğimiz bir mücadeledir. Sıradaki kitabımı ‘kapak tasarımını çok beğendiğiniz bir kitap’ başlığı altında seçtim. Dışı kadar içi de mükemmel olan kitap hakkında sizinle fikirlerimi paylaşmak istiyorum. #215226136 Kemal Sayar sayfa on yedide kitabın hedef aldığı kişiler hakkında şöyle demiş: “Bu kitabın terapistlere, terapi öğrencilerine, yolu terapiyle kesişmiş danışanlara ve nihayet modern uygarlığa eleştirel gözle bakmayı şiar edinen okurlara dişe dokunur bir şeyler söyleyebileceğini ümit ediyorum.” Okuyucu olarak bu seçeneklerden biri ile ele aldığınızda ziyadesiyle umduğunuzu bulacağınızı söyleyebilirim. Ancak ben özellikle terapi öğrencilerinin kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde psikoterapinin kültürel arka planını tartıştığını, günümüz toplumununda insan ilişkilerinin bir resmini çizmeye çalıştığını söylüyor Sayar… İlk bölümde daha fazla terimsel ifadeler, açıklamalar olduğunu gördüm. Bu psikolojik terimlerden uzak olanları -ki ben de öyleyim- sıkabilir. İkinci bölümde Sayar, “Psikoterapideki esaslı paradigma değişimine değindim. İnsanı tek başına bir ruh, yalnız bir zihin olarak değerlendiren ve onun ilişkisel boyutunu görmezden gelen tek kişi yaklaşımını eleştirdim.” Diye tanımlıyor. Verimli bir bölüm olduğunu, daha çok ‘yolu terapiyle kesişmiş danışanlar’ın faydalanacağı bir bölümdü. Üzerinde bol bol düşündüğüm bölümdü. Kitabın üçüncü bölümü “daha insancıl bir psikoterapinin nasıl kurulabileceğini tartıştım.” diyor Kemal Sayar… Gerçekten bu bölümden çıkarılacak sağlam kararlar olmalı. Bilimsel dille yazılmış bir kitap olarak görenler olacaktır. Ancak ben yazarımızın yazım tarzındaki o edebi hali gördüm ve bu benim kitabı daha çok sevmeme vesile oldu. Okurken orman yolunda giderken karşıma her an çıkabilecek bir bilmeceyi, hayret verebilecek bir hadise görebilecekmişim gibi bir his uyandırdı. Cümlelerin, paragrafların sonunda durup düşünme ihtiyacı hissettim. Bunun başarılı bir terapistin gözlemleri ve eleştirilerini bir anda okuduğum için sindirmekte zorlandığım bir lokmaya benzettim. Anlayacağınız bu kitabı bir ders kitabı olarak da düşünebilirsiniz. Her yerine notlar aldığım, çokça altını çizdiğim, not defterimi okumam boyunca yanımda tuttuğum bir eserdi. İçeriğinde birçok konuyu ele aldığı zengin bir kitap olmuş. Muhakkak içerisinde kendinize pay çıkaracağınız konular olacaktır. Freud başta olmak üzere birçok isimden alıntılar, sözlerine yer vermiş. Son yani üçüncü bölümde ise daha çok doğulu düşünürlerden alıntı ve sözleri kullanmış. Yukarıda da belirttiğim üzere modernizeyi eleştiren bir kitap… Bizim için artık normalleşmiş, şaşıramadığımız terapi ve terapist olayları eleştirmiş yazarımız.. Örneğin Bir Başkadır dizisini izleyenler varsa bunun bir örneğini anlamış olacaklar. Son zamanlarda artık bu terapi olaylarının sıkça duymaya başladık. Hepimiz artık annelerin çocuklarını fazlaca dikkat ettiğini, hepimizin bu konu üzerinde konuştuğunu, dizlere, filmlere, skeçlere hatta her şeye karışmış bir terapi konusu var. Bu konuda yazarımız sayfa seksen dörtte; “ Günümüzde neredeyse tüm ilişkiler bir Koç ya da terapist tarafından yönlendirme ihtiyacı içesindedir. Dolayısıyla daha resmî ve daha soğuk ilişkilet yumağı insanın içinde büyüyen endişeleri durdurmaya yetmez.” Demiş. Ancak bu kadar maruz kaldığımız terapi ve terapistlerin hangisi doğru? Artık herkes bu konuda fikir sahibiyken kime güveneceğiz? Bu yoksunluğu kullanmak isteyenleri nasıl ayırt edeceğiz? İşte bu kitapta bu soruların hepsine cevap bulabileceksiniz. Bu kitabın ele aldığı alt başlık ise ‘kültür’… Kültür için sayfa 152’de “Kültür, evrensel insan üzerine giydiğimiz yerel bir giysi değil, her bireyin psikolojik yapısının bütünleşik bir parçasıdır.” Diyerek harika bir açıklama yapmış. Düşündüğümüzde terapide kültürün ne kadar önemli bir rol oynadığını anlayacaksınız. Bu kafamda hep soru işareti olan bir konuydu. Mesela doğudaki insanın yaşadığı travma ile batıda yaşayan bir insanın yaşadığı travma aynı olamaz. Hatta benzer bile olamaz. Bu konuda Kemal Sayar başarılı, doyurucu ve ikna edici bir cevap ile okuyucunun hayranlığını kazanıyor. En sevdiğim “Acı, Hayattan Kovulabilir Mi?” Başlığı altındaki yazıydı. Bunun dışında sayfa 110’da ‘Yakınlık’ isimli yazı evlilik, aile ve aşk hakkında okunmaya değer tespitlerle dolu bir şaheser… Bu kitabın kapağını kapattığımda, kitabı elime aldığım kişi ile aynı yerde değildim. Terapi ve terapist hakkında detaylı bilgilerim, fikirlerim var. Bu çok kıymetli bir durum. Bir kitap bunu sağladığı sürece kıymetlidir. Ve bu kitap fazlasıyla kıymetli. Herkese kesinlikle okuyabilirsiniz diyemem. Çünkü ağır, dediğim gibi ders kitabı tadında bir kitap. Ancak terapi ve terapist kelimeleri yakınınızdan fazlaca geçmeye başladıysa muhakkak tavsiye ediyorum. Özellikle günümüz psikoloji öğrencilerinin %100’nün okuması gerekiyor. Psikoloji konusunda bu kitaptan bilgi aldığım için kendimi iyi hissediyorum. Umarım ki sizler de böyle hissedersiniz. Bitirdiğimde gereksiz gereksiz hava basan, kişisel gelişim adı altında insanlara egoist, bencil, narsist olmayı öğütleyen kişi ve kitapları farkettim. Bunlar ilk olarak islama ters… Günümüz insanın çoğunun narsist olduğunu bu kitapta öğrendim. Kendim de dahil etrafımı incelediğimde birçok insanda bu özelliklerin olduğunu ve bunu hiç yargılamadığımızı gördüm. Önceki incelememde insanlarla yaşamamanın ne kadar zor olduğunu, abartıp üstüne insanlar olmasaydı sorunlar olmadığını yazmışım. Bunlar kendi içimdeki sorunlarken insanlara suç atmam hiç doğru değilmiş. Anladım. Sayar bu konuda çok kıymetli bulduğum şu sözleri söylemiş; “Oysa kişi, ötekine değer verdiği, ötekiyle yaşadığı beraberlikte insani duyguları paylaştığı be bu beraberlik sayesinde yaşamayı anlamlandırdığı müddetçe kendi özdeğerini oluşturabilir. Modern hayat maalesef bir değer yoksunu üretiyor. “ Yaşamak. İnsanlarla yaşamak… Güzel izlet bırakarak yaşmak. Kıymetli olmalı muhakkak. Duayla kalınız.
Terapi
TerapiKemal Sayar · Kapı Yayınları · 2022246 okunma
··
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.