Hagop Baronyan, 1842 yılında Edirne’de doğmuş Ermeni bir yazar. Kendisi 1864’te İstanbul’a yerleşmiş. Kitapta bahsi geçen 34 mahallenin 1860’ların ortasından itibaren olan durumunu kısa kısa anlattığını görüyoruz. Özellikle belli bölümlerde geçen ‘’anayasa’’ vurgusundan hareketle 1876 yılında ilan edilen Kânûn-ı Esâsî’ye de değindiğini söyleyebiliriz. Yazar, her ne kadar yıl detayı vermese de bu bilgiler ışığında anlatılan dönemin 1865-1880 yılları arasını kapsadığını kabaca ifade edebiliriz diye düşünüyorum. Kitapta İstanbul’un 34 mahallesine yer verilmiş. Yazar, bu mahalleler hakkında kısa kısa bilgiler vermiş. Hemen her mahalle için belli ortak kriterler üzerinden bilgi vermeye gayret etmiş. Bu kriterlere kısaca değinmek istiyorum. Özellikle okul ve kilise, bir başka deyişle eğitim ve din konusu Hagop Baronyan’ın özellikle her mahalle için üzerinde durduğu mühim konular. Mahalle halkı eğitime değer veriyor mu, bu mahallelerde kaç tane okul bulunuyor ve bu okullar nasıl yönetiliyor gibi soruların üzerinde özellikle duruyor. Yine mahallelerde bulunan kiliselerin durumu, mahalle halkının kiliseye gitme sıklığı ve inançlarının derecesi gibi konularda bilgi sahibi oluyoruz. Hagop Baronyan’ın üslubu oldukça mizahi. Dokundurma yapmayı da çok seviyor. Yer yer oldukça sert eleştiriler görüyoruz. Bu eleştirilerin temelini okulların kalitesizliği ve kilisenin vurdumduymazlığı oluşturuyor. Özellikle mahalle yönetimlerinin iş yapmaması ve sürekli değişmesi konusu bir hayli dikkatimi çekti. Yazar yine mahalle halkının milliyetçiliği, iştigal ettikleri meslekler üzerinde duruyor. Mahalledeki erkeklerin ve kadınların özellikleri, neler yaptıkları gibi konular da tek tek ele alınmış. Benim en çok dikkatimi çekense eski İstanbul’un bu mahalleleri sanki birbirine çok uzak diyarlar gibi anlatılıyor. Eski İstanbul’da ulaşımı da günümüzdeki gibi düşünmemek lazım. Her semtin âdeta bir köy gibi olduğunu da unutmayalım. Her mahalle halkının ilgi alanı, geçim kaynakları, davranışları, düşünce tarzları yani kısacası insanları birbirinden çok farklı. Hepsinin kendine has özellikleri var. Her mahallenin havası bile türlü türlü. Ki yazar bu hava konusu üzerinde de sürekli durmuş. Yine aynı şekilde yazarın sürekli üzerinde durduğu bir başka husus ise mahallelerde bulunan Ermenilere ait hanelerin sayısı. Kendi milletinden olan insanların nüfus bilgisini mutlaka vermiş. Bu kitapta benim en çok hoşuma gidense mahalleli arasında geçen diyaloglardan birebir örnekler verilmesi oldu. Mahalle halkının çeşitli olaylar karşısındaki tavrını yansıtması bakımından bu diyaloglar bana samimi geldi. Yazarın gözlem gücünü ortaya koyan bu bölümler, kitabı okurken sizlere de keyif veriyor. Eski İstanbul hakkında tadımlık fikir sahibi olmak adına güzel bir kitap. Fakat detaylı bilgi edinmek isteyenleri hayal kırıklığına uğratacaktır. Yazarın eleştirel üslubunu ve samimi gözlemlerini görmek, İstanbul’da yazarın da dediği gibi şöyle bir gezinti yapmak adına okunabilir.

İstanbul Mahallelerinde Bir GezintiHagop Baronyan · Can Yayınları · 2014135 okunma

·

228 görüntüleme

h m d

@hmd_21 ·

19 Ağustos 2023 10:06

teşekkür ederim. güzel kitablar inceliyorsunuz. üslûbunuz ve özenli imlânızı da ayrıca takdir ediyorum.

Onur Biçer

@Tolkien_ ·

23 Ağustos 2023 02:13

Çok teşekkür ederim 🍀

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Onur Biçer