Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
Depresyon, çağımızın en önemli hastalığı! Hepimiz koskocaman dünyadaki modern bir Panaptikon içinde günlük hayatlarını yaşamaya çalışan kum tanesi kadar küçük bireyleriz. Bu günlük hayatımızda stresle, işteki potansiyel sorunlarla, aile hayatındaki açmazlarla, aşk problemleriyle uğraşıyoruz. Kısa bir hayat için üzerimize çok yük biniyor. Bu yükü kaldıramadığımızda da hayatımıza dahil olmak için depresyon ve anksiyete bizi bekliyor. Evet, depresyon bence de resmi bir hastalık olarak kabul edilmeli. Ve evet gerçekten iyi gelecek bir çözümünüz yoksa, depresif insanlar gerçekten yalnız bırakılmalı. Evet, ben de depresyondan muzdarip bir bireyim. Anksiyete krizlerim ise asgari seviyede... Bu yönümle Matt Haig'in "Yaşama Tutunmak İçin Nedenler" kitabını daha verimli okuyabildim, yazarla empati kurabildim. Kendimi yazarla özdeşleştirdiğimde, satırları bana gerçekten iyi geldi. Yalın ve akıcı bir dil kullanmayı tercih eden Matt Haig, kendinden yola çıkarak kitabında depresyonu, panik atakları, depresyonda olan insana iyi gelebilecek noktaları, depresyonunu nasıl kabullendiğini ve onunla nasıl yaşayabildiğini çarpıcı cümleleriyle anlatıyor. Bana göre aslında bu kitap Matt Haig'in günlüğü niteliğinde, otobiyografik özellikler taşıyan bir günlük.. Ve bu bireysel günlüğündeki satırlarında Haig, bana fazlasıyla samimi ve şeffaf geldi. Eleştirebileceğim tek yanı, bazı yerlerde tekrara düşmesi; onun dışonda benim için keyifli bir okuma oldu. Depresif insanlar, diğer depresif insanlarla daha kolay empati yapabiliyor. Yazarımız Matt Haig, üniversite eğitiminden sonra yaşadığı İspanya'nın İbiza Adası'nda yakalanıyor depresyona... Henüz 24 yaşında, hayatla ilgili pek bir tecrübesi yok. Kafasında yangın yeri düşünceler var, günlerce yatakta yatıyor. Yemiyor, içmiyor. İntiharı düşünüyor, uçurumun kenarında yaşadığı büyük bir stresle "hayatta kalmayı" seçiyor. Yoğun seviyede panik ve kaygı peşini bırakmıyordu. İlaçlar da Haig'e fayda etmedi. İçindeki daralma ve mutsuz hisler nedeniyle bir işte pek tutunamıyor. Aile evini ve ailesini ziyaret ettiği bir gün bir aydınlanma yaşıyor ve çok hasta olduğunun farkına tamamen varıyor. Haig, aile evinde çocukluk anılarına daldıkça, depresyonun ve ayak uyduramama kaygısının ta o günlerden birikmeye başladığını fark ediyoruz. Depresyonla uzun bir zaman geçirmesinin ardından ve çaresizliğinin de etkisiyle yazarımız tüm korku ve kaygılarının üzerine gitmeye başlıyor. Bu mücadele ona iyi ve güçlü hissettirmeye başlıyor. Haig, hastalığı yenmesinde sevgilisi Andrea'nın(şimdi eşi) büyük payı olduğunu söylüyor. Ataklar ne zaman Matt Haig'i vursa, Andrea aşkı ve arkadaşlığıyla sevgilisini asla yal ız bırakmıyor. Ailesinin yanından taşınıp Leeds'te taşındıklarında, yazarımız bazı "an"lar yaşıyor ve bu pozitif durumlarla Haig'in hastalığını yenebileceğine yönelik umudu artıyor. Kitaplara ve okumaya bağımlı hale gelerek de yükselişini sürdürüyor. Sevgilisiyle yaptığı seyahatlerle biraz daha iyi hissetmeye başlıyor. Kayınvalidesinin rahatsızlığında ise eşi için koruyucu ve güçlü olması gerektiğini anlıyor ve zihinsel açıdan güçlü hissediyor Haig... Tüm bu depresyon ve kaygılarında hassas oluşunun rol oynadığını düşünüyor. Tüm bu yaşadıklarıyla birlikte depresyonunu kişiliğinin bir parçası olarak kabulleniyor, depresyonuna minnettar kalıyor ve böylelikle yaşamının tadını çıkarmaya başlıyor. Yani iki uçlu bir yaşamı oluyor bu kabullenişiyle... Yaşamda var olma ve her duyguyu hissedebilme isteğiyle daha mücadeleci ve mental açıdan stabil birine dönüşüyor.
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler
Yaşama Tutunmak İçin NedenlerMatt Haig · Kollektif Kitap · 20151,073 okunma
··
509 görüntüleme
MANSUP okurunun profil resmi
Bu güzel incelemeden sonra Listeye eklendi kaleminize sağlık.
Batuhan Babaoğlu okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için 😊🌸🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.