Aslında yarım bırakmadım. Son 150 sayfa olabilir. Ama bırakmak istedim. bunun bir sebebi var elbette:
Benim okuduğum polisiyeler, özellikle de Türk polisiyeleri yine Reha Avkıran'dan söz edeceğim ama yazarın İnsanlık Hâli adlı kitabında anlattığı ve benim de Türk polisiyelerinde ya da yabancı psikolojik gerilimlerde gördüğüm daha yüzeysel, daha basit, hakikaten herkesin başına gelebilecek ve derin psikolojik rahatsızlıklar içermeyen suç hikâyeleri içeriyor. Bunların arasında eğer insanı rahatsız edici ceset betimlemeleri ya da cinayet anlarının anlatıldığı kısımlar varsa ya atlıyorum ya da okumayı bırakıyorum. Grange'ın kitabında çok ayrıntılı olmasa da ceset betimlemeleri var ama bırakma sebebim o değil. Aslında bırakmak sebebim Afrika'nın ya da insanın sömürüsünü bu kadar kapsamlı ve bu kadar adice düşüncelerle hayata geçirebilenlerin yaşadığı bir dünyaya tanık olmama isteği. Benim için mesela eşini öldüren ya da lüks bir eve konmak isteyen ve bu sebeple suç işleyen bir karakterin hikâyesi daha etkileyici, çünkü orada bizim hayata geçirmediğimiz potansiyeller ve kader ağları var. İnsanlık Hali denen şey bu işte. Ama katman katman kötülükler üzerinde akla hayale gelmeyecek suçların hem de çok zeki bir suçlu zihni üzerinden anlatılması ise rahatsız ediyor. Grange'ın romanı belki Conrad'ın Karanlığın Yüreği kitabının daha modern ve suç edebiyatı örneği olarak yazılmış hâlidir, etkileyici değil diyemem, zira bu kadar detaylı bilgiler içeren bir suç edebiyatı örneği ben en azından okumadım. etkileyici evet, ama bunu düşünmek ve bununla ilgili zihnimde görüntüler, düşünceler biriktirmek istemiyorum.
konformist okurlukta son nokta, büyük olasılıkla doğru. Ama artık yaşlanıyorum, yorgunum ve daha az iyi bir okurum, halim yok. Basit, sade romanlara doğru yol alıp sandalı oralarda bir yerlerde iskeleye bağlayacağım..görünen o. Kitabı okumayı düşünenlere başarılar.