Gönderi

Akraba
İnsanın baba ve anne ile bağlantılı yakınları dinimizin sıla-i rahim bağı diye adlandırdığı ve bir din konusu olarak görmemizi emrettiği işlerdendir. Hiçbir mü'min kıyamet günü akraba konusunda sorgulamadan muaf tutulmayacaktır. Konumuz basit bir fakir akraba' konusu da değildir. Ramazan ayında fitre vererek geçiştirilebilecek, edebiyatla üstü örtülebilecek bir görevden söz etmiyoruz. Baba ve anneye yaklaştıkça sorumluluk oranının arttığı bir akrabalık bağı üzerinde insanlığımızı yaşamaya mecburuz. Müslümanlığımız da bunun üzerinden bir kere daha bizim farklı olduğumuzu gösterecektir. Akraba ile alakadar olma konusu Kur'an'ımızın açık emirlerindendir. Peygamber aleyhisselamın net emirleri arasındadır. Kimse sila-i rahimi bir sosyallik' konusu olarak göremez. Bu bir ilahî emirdir. Ölünceye kadar da bitmeyecek sürekli bir emirdir. Yaşadığımız çağ, insanları içine kapattı. Herkes evine kapanıyor, yapacağını öyle yapıyor. Evdekiler de odalarına kapanıyorlar. Bunun sonu nereye gidecek, bizi nereye sürükler tahmin bile edilemiyor. Kur'an'ımız ise bizden daha bir arada ve toplu hayat yaşamamızı istiyor. İstenenle yaptığımız arasında ne yazık ki farklılık bulunuyor. Kimsenin namaz kılmadığı bir ortamda namazı yaşatan son mü'min olmaya hazır hissettiğimiz gibi Allah'ın bu emrini yaşatan son mü'min insan olmaya da hazır hissetmeliyiz. Zengin akrabanın, makam sahibinin daha çok hatırlanabildiği bir dünyada biz, kimselerin hatırlamadığını ve kameraların olmadığı bir yerde filan akrabamızın yanında olduğumuzu meleklere ispat ettiğimizde Allah'ın izni ile cuma namazına gidip namaz ehli olduğumuzu ispat etmiş gibi olacağız. Özellikle teyit etmek gerekiyor: Meselemiz fakir akrabaya fitre vermek, hasta akrabayı hastanede ziyaret etmek seviyesi değildir. Bu zaten yapılabilmektedir. Günümüzdeki sosyal devlet anlayışı esasen buna ihtiyaç da bırakmamıştır. Bizim sila-i rahim ibadeti diye tutunduğumuz eylemimizin şu inceliklerini öne çıkarmamız gerekir: 1- Akraba ziyareti yani sıla-i rahim görevimizin en öncelikli yönü şudur: Bu bir din emridir. Kur'an ve hadisin bize emrettiği şeylerdendir. Hiçbir yararı veya sonucu bilinmese bile bizim için ibadet değeri taşımaktadır. Bu bir kulluk eylemidir. Biz de kuluz. Mecburuz. Şartlar ne olursa olsun bu emri uygulayacağız. 2- Sıla-i rahim, şeytanın soyu kopuk ve geçmişi meçhul insan emeline karşı babamız Adem aleyhisselama ulaşana kadar geçmişimizi berrak tutma, bir arada olmanın gururunu yaşama konusudur. İnsanın insanca kalma, insan onurunu koruma mücadelelerinden biridir bu. 3- Sıla-i rahim, esasen bir arada olmayı ispat etmektir. Bu bir arada olma, ekonomik destek, bedensel destek, yanında durup güç verme, moral desteği, nasihat, ikaz, hatayı engelleme gibi durumlarda tezahür edebilir. Bu yüzden de sıla-i rahim sadece fitreyi fakir akrabaya toplama işi değildir diyoruz. Burada bu asrın ortaya daha fazla çıkardığı farklı örneklerden zikredebiliriz: Aile oluşturmada yani evli olmayanların evlenmesinde sıla-i rahim acil devrede olması gereken noktadır. Kız veya erkek gençlerin evlenmekte zorlandıkları bir zamanda sila-i rahim görevimiz nerede diye sormamız gerekiyor. Kimsenin kimseye evlenmesinde destek vermeye cesaret edemediği bir zaman, vahim bir zamandır. Destek verenlerin de samimiyetten uzak, ya başından savma ya da yalan ve hileli işi hatır belasına yürütme tarzı bizden değildir. Zira biz bunu yaptığımızda ibadet niyeti ile yapar, ecrini de Allah'tan bekleriz. Daha sonraki süreçte yani evlilik esnasında sorun oluşmaması, oluştuğunda da telafisi için yine sila-i rahim bağımız ve ağımızın devrede olması lazımdır. Ne yazık ki insanlık bu fırsatı tam aksine "akraba gölge etmesin de..." diye ilave bir musibet olarak görebilmektedir. Çocuklarımızın yetiştirilmelerinde, onlara salih bir çevre oluşturulmasında bu bağımızı yine arıyoruz. Gençlerin veya işsizlerin iş bulmalarında, işlerinde onlara danışmanlık ve ilk ekonomik desteğin verilmesinde akrabalık bağımızı arıyoruz. 4- Gayet hassas bir nokta daha bu başlığın altında saklıdır ki şudur: Akraba yanlış işlere bulaşanlara karşı bir otokontrol görevi yapmalıdır. Yanlışların ve haramların akraba arasında yasaklanması, yasağın korunması cahiliye döneminde bile yapılabilen işlerdendi. Akrabanın protesto gücü devletin şu veya bu müeyyidesinden daha basit değildir. Gençlerin mesela sigara ile buluşmaları akraba organizesi ile önlenebilir, en azından azaltılabilir. Bu ve bunun gibi pek çok örnek, her akraba grubunun kendi yöresi ve imkânları ile örneklerini belirleyebilecekleri çalışma alanları ile çoğaltılabilir. Böyle bir arzunun belirlenmesi, küçük bir gurupla da olsa başlanarak sürdürülmesi bu asırdaki önemli işlerimizden biri olabilir. Yığınlar içinde bulunduğumuz halde yaşadığımız yalnızlıkta bir nebze kaybolabilir.
·
2 artı 1'leme
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.