"Aşk, iki kişi arasında asla eşitlenmeyen bir olguymuş." İskender Pala böyle söylüyor evet. Peki neden eşitlenmez? Neden aynı oranda aşk olmaz? Neden? Âşık ile Mâşuk arasında geçen bu aşılması zor zamanlarda, gerçekten de sevgili eşiğinde ölene değil, sağ kalana şaşırmak gerekirmiş. Ve tabii en çok zararı sevenin gördüğü de âşikar... Aşk, başlangıçta bir etkilenmeden sonra alışma süresi ile başlayıp bağlılık ile devam eden bir çıkmaz bana göre. Duyguların mantığın önüne geçtiği bir körlük hatta. Ne diyordu kitapta,"Yüzlerce dünya dolusu malın mülkün olsa, hepsini bir kâse şerbete satmaya aşk derler.Aklını verir aşkı alırsın ve aşkta artık mantık aramazsın." Ama asla ve asla bir eşitlik söz konusu değildir. Genelde iki kişiden sadece biri en çok sever diğeri ise onun sevgisi ile büyür sevgisi ile gelişir sevgisi ile iyileşir. Ama hiçbir zaman seven için ölmeyi kabul edemez; çünkü tam sevmediği için mantığı daha ön plandadır, aşk onun için bir menfaattir... Evet menfaat. Aşk sevilen için menfaatten başka bir şey değildir. Şu anki ilişkiler gibi aslında. Günümüzde evlenenlerin çoğu gerçek aşktan ziyade basit bir sevgi bağlantısı ile sadece menfaatleri için evlendiğini söyleyebilirim. Tabii ki de bu söylediğim genel bir şey değil güzel seven karşılıklı olarak büyük aşkla evlenen insanlar da vardır. Ama günümüzde sanki evlilik bir gereklilikmiş gibi görülmesi çok acı... Aşk bir şiirdir, aşk bir sanattır, aşk doğanın sesidir, aşk dünyadaki tüm güzelliklerdir, aşk budur, aşk şudur, aşk öyledir, aşk böyledir... Ne dersek diyelim güzel olduğu kesin. Ama içine sevgi tomurcuğu, ki karşılıklı olarak, yerleşmemişse Sahra Çölü'nden kurtulmaya çalışan bedevinin ta kendisidir... İskender Pala okurken sanki geçmişte yaşıyor da İskender Pala'nın anlattığı olayları bizzat kendiniz görüyormuş gibi hissediyorsunuz. Evet kitaplarının dili ağır ancak kendinizi verdiğiniz zaman su gibi okuduğunuzu hissediyorsunuz. Araştırmacı yönü, bilgisi sanatı her şeyiyle müthiş bir yazar. Aşknâme, İskender Pala'nın harika kitaplarından biri. Beş hikayeden oluşuyor. Bu hikayelerde şairlerin şiirlerinden, hayatlarından ve bazı yaşanmış gerçek olaylardan ve bunları aşk üzerine betimlemeler ile bahsediyor. Özellikle en beğendiğim kısım "Denizler Boyunca Aşk" Ali Ruhi ve Yusuf Nafi arasında geçen aşkla ilgili konuşmalar çok güzel. Kitabı okurken sanki o dönemde Yusuf Nafi ve Ali Ruhi'nin yanındaymışım gibi hissettim. Aşk ile ilgili sevgi ile ilgili herkes konuşur, herkes aşk ile sevgi arasındaki farkı ortaya koymaya çalışır. Sadece birkaç tane cümle bunu açıklamaya yetmeyedebilir belki de ama tek söyleyebileceğim şey, hangi kitabı okursanız okuyun başınıza gelmeden böyle muazzam bir duyguyu anlamak gerçekten çok zor. Umarım gerçek aşkı bulup karşılıklı olarak sevgiyle, şiir gibi bir aşk ile insanlar bir araya gelir. Aşk, merhametin adı olmalı. Merhametli olmak, kalp güzelliğinden gelir. Kalbi güzel insanlar ile karşılaşmanız dileğiyle. Keyifli okumalar.

Aşknameİskender Pala · Kapı Yayınları · 20192,529 okunma

·

213 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Adem GÜZEL