"Aslandan kurban olmaz. Kurban inekten olur." diyordu videolarının birinde Sedat Peker. " Ben size bildiklerimi anlatıcam. Siz de bana aslanı avlatacaksınız."
.
Kitaba seçilen isim, çıkış noktası itibariyle çok vurucu ve dizgide düzenlice sunulmuş sekanslarla gerçekten de av ve avcının durmadan yer değiştirdiği, puslu, kanlı ve acımasız bir" based on a true story" tadında ya da tatsızlığında bir dosya ve belgeler dizisi.
.
Kurgu bir roman anlatır gibi başladığım bu inceleme, malesef romanlara taş çıkartacak bir tuzaklar silsilesi, yakın tarih entrikaları, omurgadan yoksun çıkar ilişkileri ağı, devleti kemiren kirli pazarlık panayırları ve üst düzey üçkağıt dersleriyle dolu.
.
Tarzını, fikriyatını, külliyatını sevmesem de Erk Acarer'in yürekli bir gazeteci olduğu su götürmez ve samimiyetine de inandım.
.
Sedat Peker'e gelince fikrim şu :
.
Peker'in de dediği gibi "Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz."
.
Bu sofrada onca sansarın, çakalın ve tilkinin içinde aslan olarak kalabilmiş, aslan kalmakta ısrar etmiş, aslanca mücadele edebilmek uğruna birçok kozunu dahi masaya sürmemiş bir karakter Peker. Bunu,girip çıktığı tüm kirli siyasi ilişkilere, mafyatik, acımasız, karanlık pazarlıklara rağmen, toplum önünde her şeyiyle yüzleşip hesaplaşabilmekten kaçınmayacak bir kişisel tarih bırakabilmiş olduğundan anlıyoruz ardında. Tam olarak gücünü aldığı yer de burası bence ki ne kadar dik, onurlu ve hem kişilik, hem zeka hem de donanım anlamında backgroundu sağlam bir duruş sergilediği bence aşikar, tüm bu "kurban edilme" süreci boyunca.
.
Bir şiir asalım duvarına bir aslan yalnızlığının,Kaptan'dan, final olarak, kim av kim avcı muallakta, bu aslan avı hatırasına..
.
tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir