Kitap dört bölümden oluşmaktadır
1.bölüm her sözcük bir tohumdur burada insan evriminden bahsedilmiş beyin lobların gelişmesiyle sözcüğün ortaya çıkmasını sağlayan avcılık olduğunu düşünüyor özgürlüğe değinilmiş "içimizde taşıdığımız büyük boşluğu ve bu boşluğun yarattığı korkuyu geçici sürelerlede olsa doldurabilecek herhangi bir şeyi yapmakta özgürüz ama tek bir sözcüğü dile getirmekte özgür değiliz bu bütün ötekileri özgürleştiren bir sözcüktür Özlem. Evet ruhun özlemi "
" her sözcük bir tohumdur ve tohum gibi verimli olduğu zaman kendi besinini içinde barındırır " bu tohumun köklenmeme sebebi bir anlam ve gerçeklikten uzak gereksiz konuşmalardır sözcüklerin çoğaldığı ve daha fazla konuştuğumuzu fakat birbirimizi anlamakta güçlük çekiyoruz sözcüklerin gerçekten var olmaları için dinleyişle beslenmeleri gerekir
" Evet her sözcük bir tohumdur ve insanın yüreği onun yerleşmesi gereken yerdir ve orada bizim içimizde köklenmeli umursamazlık kabuğunu kırmalı gelişmeli ve gökyüzüne doğru yükselmeli bizleri pongidten bilgelik dolu yaratıklara dönüştürmeli"
2.bölüm Yunus ve çin gölgeleri
Burada yunusların müzikten hoşlanmalarına sensizlikten uzaklaştığımızı aşırı tüketim e yöneldiğimizi değiniyor
3.bölüm zaman denen ok
Zamanı anlayabilmek için onu yorumlamak yerine ondan sıyrılmamız gerektiğini özelikle "ben" den sıyrılmalı
"zamanın içindeyiz ama zamanımız yok"
4.bölüm kopmayan tel
burada karıncaların kesişleme rüzgarıyla çamaşır telinde toplanma sorusu metaforu üzerinden sorgulamanın önemine değinmiş.
Kitabın başlığı biraz dolaylı yada başlığa az değinilmiş fakat bence kafa açıcı hem bilgi veren hem farkındalık yaratan bir kitap açıkçası yazarın diğer kitaplarını merak ettim