Beyaz görünümlü siyah olmak… Aslında bir çoğumuzun kökenine baktığımız has köklerimize sahip olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Ama daha da önemlisi bildiğimiz ya da bilmediğimiz kökenlerimizin bizim kişiliklerimiz, kararlarımız üzerinde etkisi var mı? Öncelikle bu kitap bana bu soru üzerine düşündüren bir kitap oldu. Kitapta sık sık, “siyahlar suç işler” yönünde beyazların üzerindeki algıya dem vurulmasının bunda etkisi olmuştur. Önyargılarımız değil mi zaten ırk üzerinde bize kesin yargılar çıkartan. Sonra baş karakter Dan’in, kitapla ilgili pek çok eleştiri yazısında, beyazlara düşman olan bir beyaz olduğundan bahsediliyor. Aslında bence bu kitap bir arada kalmışlığın hikayesi. Ne o taraf ne bu taraf olabilmek ya da kendini bir yere ait hissetmemek üzerine. Bunda en büyük etken ise kişinin kendi ön yargıları. Çünkü sonlara doğru okuldayken siyahi bir arkadaşıyla yaşadığı anısında, ta o zaman bile ortada dert edinecek bir durum yokken, arkadaşına şiddet uyguluyor. Arada kalmışlığının kendinde yarattığı baskıyı da şu sözlerle açıklıyor “Elimdekilerin farkındaydım. İki kişiydim, bugün mü yarın mı bilmiyorum, ama yakında birini seçmem gerekecekti.” Dan’ın aslında barda suç fedaisi olmasının yazar tarafından özellikle seçildiğini düşünüyorum. Kişinin ailesi, işindeki ilişkileri, mesleği, hatta bilinci, korkuları onu aslında işlemiş olduğu suç esnasında hiç engellemiyor. Bir diğer husus ise kadın erkek ilişkileri. Belki burada en doğru yorum şu olur, ırkınız ne olursa olsun, kadın -erkek ilişkilerinde mağdur hiç değişmiyor. Kısa ama düşündüren sorgulatan bir kitap. Cinsellikle ilgili kısımlar oldukça fazla. Bu tarz kitapları beğenmeyenler için ağır gelebilir. Ama işin felsefesine odaklanırsak, okunması gereken bir kitap, tavsiye ederim.

Bütün Ölülerin Derileri AynıdırBoris Vian · İthaki Yayınları · 2012158 okunma

·

50 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.