Ekimde Eylül incelemesiEdebiyat derslerinden öğrendiğim ezber bilgi: İlk psikolojik roman Mehmet Rauf-Eylül.
Yazarın okuduğum ilk kitabı.
Kitap hakkında bazı kısımlarının sıkıcı olduğunu duymuştum, o yüzden elim bu kitaba hiç gitmiyordu. Kitaplığımda dururken sonunda daha fazla uzatmanın anlamı yok eylül ayı içerisinde okuyayım bari dedim :)
Okul temposundan, iş yoğunluğundan kitabı okuyup bitirmem uzun sürdü ama daha kısa sürede okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü gayet akıcıydı. Açıkçası ben hiçbir kısımda sıkılmadım.
Kitap, tam bir alıntı yuvası. Bazı sayfaların altını komple çizmiş olabilirim. Bazı sayfaları koparıp duvarıma bile asmak istemiş olabilirim fakat kitaplara asla böyle acımasızca davranamam :)
Kitabı okurken, özellikle ilk zamanlarda, Süreyya'nın erkek, Suat'ın kadın ismi oluşu, alışılmadık olduğundan olacak herhalde, beni biraz zorladı. Ancak kitapta kişilerin psikolojilerinin, duygu ve düşüncelerinin anlatımı o kadar içten, o kadar samimiydi ki karakterleri dinliyor gibi olduğumdan, isimlerin hissettirdiği gariplik çabuk geçti.
Kitapta yasak aşk var ama bu aşk bir anda oluşan bir yasak aşk değil; o aşkın kademe kademe oluşmasını, verdiği vicdan muhasebesini, yükünü, ağırlığını, kötü hissetirmesini siz de okurken hissediyorsunuz.
"Sizi öyle değil, bilmeyerek sevdim; nasıl olduğunu bilmeyerek, bir kardeş gibi, bir anne gibi sevdim..." (s.141)
Herkes her konu hakkında düşünür, uzaktan ahkam keser, engel olamazsın.
Çünkü bazısının her konu hakkında bilgisi vardır keşke olmadığını kabul etse.
"Bütün kabahat genelleştirme ve bundan sonuç çıkarmada!, diyordu. Belli bir görüşle bakıp genelleştirmek... İşte bir cinayet!" (s.77)
Bazı durum ve duyguların altında oluşturdukları zorlukları bilmeden sadece olaya odaklanmak, insanları yargılamak çok yanlış. Alışkanlıktan ya da vicdanımızı rahatlatmak için -sebebi her neyse- bu yanlışı o kadar çok yapıyoruz ki.
Evet kitapta bir yasak aşk söz konusu ama bu Türk dizilerindeki yasak aşklar gibi rahatsız edici şekilde gelmiyor fiziksel bir aldatma yok bedensel bir yakınlaşma yok bu tabii ki yasak aşk kavramını masum kılmaz ama insan bazen yanlış olduğunu bildiği şeyleri istemeden de düşünebiliyor, isteyebiliyor.
"Düşündükçe Suat'ı değil, onun ruhunu, sadece ruhunu sevdiğini görüyordu. Bu büsbütün başka bir aşk, yeni bir aşktı." (s.92)
Yazar, bu durumun ağırlığını, kadın ve erkeğin psikolojik olarak maddi manevi her yönden rahatsızlıklarını kitapta sıklıkla belirtiyor.
Bitirecek olursam bence kitap okunmaya değer.
Ve edebi dile doymak isteyen herkese tavsiye ederim
İyi okumalar..