Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

944 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
FATIMA’NIN ELİ-ILDEFONSO FALCONES 944 sayfa 16.yüzyıl Endülüs’ünde,iki din ve iki aşk arasında kalan Müslüman bir gencin hikayesi….. Moriskolar isyan ettiler,bu doğru,ama onları umutsuzluğa iten,küstahlıkla,hırsızlıkla ve saygısızlıkla kadınlarına sahip olan eski Hıristiyanlardı.Rahipler bile aynı şekilde davrandılar.Bütün bir Morisko köyü bu davranışlardan dolayı Başpiskoposun huzurunda kendi rahiplerinden şikayetçi oldu,o da şikayetlerin sebeplerinin araştırılmasını emretti. Köylülerin talebi şöyleydi:”Onu buradan götürün veya evlendirin,çünkü çocuklarımızın hepsi onun mavi gözleriyle doğuyorlar.” Moriskolar, 1500'lerde Endülüs tamamen yok edildikten sonra Müslümanların ve Yahudilerin İber Yarımadası'ndan sürülmesi üzerine vatanları İspanya ve Portekiz'den ayrılmamak için Hristiyanlığa dönen Müslümanlardır. Yıl 1564,İspanya,Granada Krallığı,Endülüs Bölgesi.Yıllar süren Hıristiyan baskısının ardından Endülüs Müslümanları ayaklanarak Sierra Nevada’nın meşhur beyaz atlarını kurbanlarının kanlarıyla lekelerler.Yıllarca Hıristiyan rahiplerin ve Başpiskoposların onlara yaptıklarının daha kötüsünü,vahşetini,din adına,Müslümanlık adına,Müslüman isimlerine sahip çıkmak adına iç isyanlar ve savaşlar çıkararak Hıristiyanlara yaparlar. Müslüman bir kadınla ona tecavüz eden Hıristiyan bir rahibin oğlu olan mavi gözlü Hernando ise arada kalmıştır.Kilise tarafından çok sevilen ve gerçek bir Hıristiyan gibi yetiştirilen Hernando gizlice de annesi ve fakih (fıkıh bilgini) Hamid tarafından Müslüman olarak yetiştirilmektedir.Lekeli kanı yüzünden üvey babası katırcı İbrahim ve kasaba halkı tarafından hor görülen Hernando’yu aşağılamak amacıyla “Nasıralı” ismiyle çağırmakta ve ona her fırsatta kötü davranıp dövmektedirler.Ancak katırlara çok iyi bakması,onlarla çok iyi anlaşması ve bir veteriner gibi her türlü sağlık işlerinden anlaması nedeniyle üvey babası ev dışında ahırda kalmasına müsaade etmektedir. Hernando iç isyan sırasında karanlıkta annesi ile üvey erkek kardeşlerini kurtardığı sırada kızkardeşi sanarak Fatıma ve bebeğini de kurtarır ve annesinin yanına emanet eder.İlerki günlerde Fatıma’nın kocasının savaşta öldüğü haberi gelir.Üvey babası İbrahim’inde göz koyduğu Fatıma ile Hernando arasında bir aşk başlar.O zamanın kralının yanında hizmetlerde bulunan ve Hernando’ya karşı kin duyan İbrahim kraldan sahipsiz kalan,Müslüman bir kadın olan Fatıma’yı kendisine ikinci eş olarak ister ve alır.Hernando’yu da köle olarak satar. Hernando’yu aşkı ve halkının özgürlüğü için mücadele edeceği sıra dışı bir kader beklemektedir. Hernando’nun katettiği yol oldukça uzundu:öksüzlük dönemi,savaş,bir korsanın köleliği ve düşmanlıktan başka bir şey görmediği yabancı topraklara sürülmesi,yoksulluk,tabakhanede çalışması ve çok zor ve çok pis bir işi olması,hataları ve cemiyete geri dönüşü.Sonra da kralın ahırlarında yakaladığı şans ve sonunda din kardeşleri arasında elde ettiği önemli mevki.Ama kötü şans onun peşini bırakmamış,rüzgar ordan oraya sürüklemiştir. Kendi cemaati arasında Hıristiyan gibi görülürken,Hıristiyanlar içinde de o bir Morisko’dur.Ama yıllarca onun tek bir hayali vardır ve hep onun peşinde koşmuştur;İki dini birleştirmek! Hıristiyanlar da Müslümanlar da aynı Tanrı’ya inanmalarına rağmen zavallı halkın büyük bir bölümü bunun farkında değildir çünkü rahipler bunu saklamak için ellerinden geleni yapmakta ve sürekli Peygamberi aşağılamaktadırlar. Hayatı boyunca İslam’ı yüceltmeye ve Hıristiyanlar ile ortak değerlerin olduğunu ispatlamaya çalışan ve bunu en yakını annesinden bile ölümünün son anına kadar saklayan Hernando…. Hem Müslümanlar Hem de Hıristiyanlar arasında hep ihanetle suçlanır…. İlk kez okuduğum ve ilk romanı “Deniz Kadetrali” ile dünya çapında ,daha önce görülmemiş bir başarı elde eden yazar Ildefonso Falcones’in kitabı tam kırk ülkede yayınlanmış,2006 Eukadi de Plata,İspanyolca En İyi Roman Ödülü’ne layık görülmüş.Bu ödülün yanı sıra ayrıca yine 2006 yılında,Que Leer En İyi İspanyolca Kitap ve 2007’de İtalya’nın prestijli ödüllerinden Giovanni Boccaccio En İyi Yabancı Eser Ödülü’nün de sahibi olmuştur. Fatıma’nın Eli romanı ile iyi ve kötü,aşk ve nefret,yıkılan hayaller ve yeniden kazanılan umutları anlatan yazar,Müslüman-Hıristiyan çatışmasını Endülüs bölgesinin tarihi detayları ve unutulmaz karakterleri ile okuyucularına aktarıyor. On yıldan fazla bir süredir okunmak üzere bekleyen ve yaprakları sararak tam bir tarihi roman özelliğine kavuşan kitabımı okumakta bayağı geç kaldım ama hep “her kitabın bir okunma zamanı vardır” görüşündeyim.Ve iyiki okudum diyorum,944 sayfa ama sayfalar su gibi aktı gitti,hele de tarihi romanlar seviyorsanız benim gibi tam size göre.İspanya,Endülüs bölgesi ,Müslümanların Hıristiyanlaştırılması,Hıristiyanlar ile Araplar arasındaki din savaşları,Elhamra Sarayı,Kurtuba Katedrali-Camisi ,daha pek çok tarihi olay ve bölgeler.Tek kelimeyle şahane bir kitap.Beyazıt Akman’ın Son Seferad kitabı da bu tür konuları işliyordu ve çok beğenerek ve etkisinde kaldığım bir kitap olmuştu.Bu tür konuları sevenlere her iki kitabı da şiddetle öneririm.
Fatıma'nın Eli
Fatıma'nın EliIldefonso Falcones · Pegasus Yayınları · 2011205 okunma
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.