Kayıp Kızın Hikayesi ile Napoli Romanları'nın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Hayatımda okuduğum en farklı, değişik arkadaşlık ilişkilerinden birini okudum. Çoğu zaman gerçekten "Ben ne okuyorum?" dedirterek, bazen kitabın içerisine girerek Lila ve Lenu'yu sarsmak, kimi zaman da daha fazla okumak istemeyerek ilerledim, bitirdim.
Serinin ilk iki kitabı okuma anlamında daha zor olduğunu düşünüyorum. Zorluk kısmı dilinden değil; anlatımın fazla uzaması, tekrara düşülmesi ve sıradan olayların fazla uzatılması oldu. Ancak son iki kitapta merak duygusu ve olaylar o kadar güzel işlenmiş ki daha hızlı ve keyifle okuduğum kitaplar oldu. Kitabın konusundan bahsederken tat kaçırıcı noktalardan ve olaylardan bahsetmemek biraz zor. O yüzden bu konuda hassas ve dikkatli olanlar yorumun kalanını okumasını tavsiye etmiyorum.
Üçüncü kitabın sonunda artık Nino, Lenu'nun istediği gibi hayatında olmuş ve bundan aldığı güçle farklı, hiçbir zaman gösteremediği bir cesaret gösteren Lenu gördük. Ancak yaşadığı aşk ne yazık ki hayatındaki diğer ilişkilerini derinden etkiledi. Başta annelik, aile, arkadaşlık, iş... Kitaplarında, yazılarında toplumsal cinsiyetten, feminizmden bahseden anlatan Lenu, ne yazık ki kendi hayatına bunu -ağırlıklı olarak da kendi iç dünyasının ve karakterinden dolayı- denge kuramıyor. Okurun gözünde kitabın ortalarına kadar savrulan bir Lenu oluyor. Ve Nino... Umarım kimsenin karşısına böyle biri çıkmaz. Babasından bu kadar nefret edip aynı zamanda ona bu kadar benzeyen biri. Gerçekten okurken dayanmakta zorlandığım en itici karakterlerden ilk üçe girer.
Ve Lila... Bu kitapta okurun karşısında bambaşka bir Lila vardı. Hem Lenu ile olan arkadaşlığında, aile ve iş hayatında -yine inişli-çıkışlı olsa da- daha iyi bir durumda. Ancak yaşadığı çok acı bir olay onun için zor günlerin bitmediğini gösteriyor. Bu noktada inanılmaz şaşırdım ve biraz sarsıldım, hiç böyle bir şey beklemiyordum. En azından bir sonuca, bir duruma bağlanacağını veya detayı okuyacağımızı düşündüm. Yazarla iletişim kurma şansım olsa bu sorunun cevabını alana kadar bırakmazdım sanırım yakasını.
Kitapta İtalya'nın siyasi arka planını bu sefer daha yakından ve birebir karakterle birlikte tanık oluyoruz. Toplumsal, sosyo-ekonomik duruma bu kitapta olaylarla bağdaştırılarak daha geniş yer verilmiş. 60'lı yıllardan 90'lı yıllara kadar yazar, İtalya'nın değişen siyasi ve toplumsal kimliğini, Lila ve Lenu üzerinden güzel bir şekilde işlediğini düşünüyorum.
Seriyi okuduğum için pişman değilim. Kendine hem çeken hem de iten farklı bir havası olaan bir seriydi, benim için. Özellikle sonuyla bir parça duygulandım. Kitabı "Herkese tavsiye ederim" şeklinde bir önerim yok ancak okumak isteyenler için şunu diyebilirim; toplumsal, arkadaşlık ve ikili ilişkilerde çok keskin tabuları olan veya hassasiyeti yüksek olan kişiler için keyifli bir okuma olmayacağını düşünüyorum. Ancak ben ilişkiler, duygular, arkadaşlık, aile anlamında farklı bir kitap okuduğumu düşünüyorum.