Toplu taşıma araçları arasında en çok trenleri severim. Pencereden bakmak her mevsim gidip geldiğin yollardaki mevsimlerin geçişlerini gözlemlemek, etrafta otlayan koyunları, inekleri bir an olsun görebilmek, gün ışığını, ağaçları hissedebilmek, trum-trak sesini duymak ne harikaydı, ne yazık bunlar da kalmadı.Çok şey yapaylaşıyor, silikleşiyor organik toplum yaşamı gün geçtikçe tükeniyor, ne tezattır ki çoğunluk organik yiyecek içecek arıyor. Uzun zamandır tren istasyonu ve yollarda çalışmalar oluyor. Reklamları yapılıyor efendim yer altına alınacak [karanlıklar içinde]daha hızlı gidip gelecekmişiz,konforlu olacak,temiz olacakmış, mesafeleri bilmem kaç dakikaya indireceklermiş. Harika(!) Öyle hızlı gidelim ki hatta koltuklara oturmadan varmış olalım.Teknoloji bu, hızlanır tabiki başına ne geliyor onu dahi anlamazsın. Ne olacak hızlı gidince diye sorulunca da diyeceksiniz ki işimiz gücümüz var erkenden hallederiz, zamanında yetişiriz gideceğimiz yerlere, hiçte öyle olmuyor değil mi? Ne yetişeceğiniz yer bitiyor, ne de zaman size yetiyor. Zira herkes koşarak, acele ederek telaş ve karmaşa içinde yaşıyor. Zaman çok değerli evet hatta insan en çok zamanını yönetebilmeyi öğrenmeli. Zamanını iyi yönetenler gidecekleri yerlere ailesine, arkadaşlarına, işine her zaman olması gerektiği zamanda yetişirler. Erken kalkıp, erken yol almak varken zamanı verimli kullanmak varken yine teknolojinin verdiği zaman hırsızlarına(sosyal medya) kendi özel ve kıymetli zamanlarını(uyku dahil) bile isteye itiraz etmeden verenler herşeye (sevgiye,aşka,anlamaya,dinlemeye)geç kalırlar. Kaybederek hızlanmak, zamanı iyi kullanmak ve kaliteli zamanlar geçirmek mi oluyor? Herşey çok hızlandı öyle hızlandırdılar ki güneşten, aydan, yıldızdan, havadan, sudan bir haber yaşanır oldu. Kaç kişi sokakta kuş seslerini duyuyor kaç kişi fark ediyor? Teknolojik araçlar ve sosyal medyada küresel ısınma var diye bas bas bağırılıyor dikkat çekmeye çalışıyorlar elbette önemli fakat yollarda yürürken(tabi yürümek yasaklanmadıysa çünkü yaya kimse kalmamış(!)- bu da başka bir yazı konusu) etrafınıza hiç bakıyor musunuz? Caddeler, sokaklar çöp içinde(kurumları kastetmiyorum o da başka bir eleştiri yazısına kalsın) çöp kutuları boş, tüm çöpler yerlerde, sokaklar kokuyor. Olsun ne olacak biz yinede hızlanalım varsın pis kokular, çöpler bile hızımıza yetişemesin! Hızımız pis kokuları anlamayacak kadar artsın. Gel gelelim hızlı olmak herşeyi tüketiyor anlamadınız mı? Hız birbirlerinin yüzlerine bakmayan insanları yaratıyor, durup düşünmeyi yasaklıyor, acıları, mutlulukları, gülmeyi, ağlamayı yasaklıyor, kolektif olmayı, umut etmeyi yasaklıyor, herşeyden öte hız insanı kendinden uzaklaştırıyor, kendine yabancılaştırıyor.Trenler çok daha hızlanacak hızlanacak hızlanacak mesafeler kısalacak, kısa zamanda gidilecek olan yere gidilecekmiş öyle mi dersiniz? Hızlanmasına hızlanır da görünmeyen bağlar kopar, insan insana geç kalır ve uzaklaşır. Teknoloji hızlandı evet (yapay zekalı robotlar yapılıyor) arabalar, trenler, vapurlar, mesaj yazmalar, sevmeler, sevilmeler çok çok hızlandı fakat birçok şey anlamsızlaştı, içi boşaltıldı, aslında zaman akmaz oldu, aynılaştı, donuklaştı, soldu, yıprandı ve çoğunluk bunu hala anlayamadı(!)Elbette para kazanmak ve kaybetmekte hızlandı, birkaç saniyede tek tuşla 'zengin' ya da 'fakir' olabilirsin, böylece herşey metalaşır, herşeyini kolayca alıp satarsın(!) Kaybederek hızlanıyoruz, dünya kirleniyor ve insanlar birbirinin yüzüne bile bakmıyor.
ŞİRİNBABA