Gönderi

Seyehat şirketinin ofisinde çalışan sarışın kız, son anda bilet alan bir müşteriyi, adamın yanındaki boş koltuğa oturtmasını söylüyor. Muavin yeni yolcuyu peşine takıp adamın başına dikiliyor. "Buraya oturun abi," diyor. Adam yavaşça kafasını kaldırıyor... Kafamı kaldırıyorum. Ben boş boş bakınca bir açıklama yapma gereksinimi duyuyor: "Bu abi... bu beyefendi son anda bilet almış, bir tek sizin yanınız boş, o yüzden..." Kesik kesik solumasından son dakika bilet almak için koştuğu belli olan adamın meraklı gözleri olmasaydı, muavin bunu fısıltıyla sormuş olsaydı, hiçbir açıklama yapmadan, "Hayır!" der, camdan dışarıyı seyretmeye koyulurdum. Ama artık bunu yapamazdım. Otobüstekiler bana bakıyordu. Bir sınav veriyordum: "Ne huysuz adammış be, neden adamcağazın oturmasına izin vermiyor?" İzin vermeyecektim. Veremezdim. Bilirsin beni baba -Bilir misin?- bunalırım, terlemeye başlarım, dayanamam bir yabancıyla yolculuk etmeye. Sinemada, tiyatroda önümde, arkamda, yanımda oturanın koltuğu gıcırdandığında bile içim bir hoş olur. Gevezelik edenleri, yorum yapanları, mısır yiyenleri boğmak isterim. İnsan sıcaklığı olan yere oturamam, her yeri kolonyalı mendille silmek gelir içimden, deli derler diye yapamam. Bitmek bilmez konuşmalar, sorular, cama doğru sıkıştırmalar, kıtırdatarak yenilen naneşekeri ya da şapırdatarak çiğnenen sakız, daracık koltuğa yerleşmeye çalışırken sürtünen bir bacak, uyurken omzuma düşen bir baş... Bütün bunları düşünerek iki kişilik bilet almıştım. Yasal olarak haklıydım ama muavinin sorusu karşısında söyleyeceğim şey yasaların üstündeydi; kamu vicdanı beni gözetliyordu: "Burası boş değil...( Çattık belaya diyor içinden. ) Yani ben...( Son dakika yolcusunun suratı ekşidi.) Ben iki kişilik bilet almıştım çünkü... ( İyi bir neden bulmalıyım. ) Şey... ( Buldum! ) Bu bacağım ameliyatlı. ( Neydi o ameliyatın adı? ) Menüsküs ameliyatı. ( Hala anlamamış gibi bakıyor, daha net olmalıyım. ) Dizimi kırmadan oturmam gerekiyor, uzatarak yani...( Çaktırmadan sol bacağımı uzatıyorum. ) Böyle durmazsam ağrı yapıyor. ( Ya bizi dinleyen yolcuların arasında bir doktor varsa...) Zaten fazla kıramıyorum da... ( Otobüse geç kalırım korkusuyla koşarak geldiğimi gören olmamıştır umarım. ) Yani o yüzden... ( Galiba anlar oldu. ) Yanımın boş olması gerekiyor yani... ( Anladı ama memnun olmadı, benden nefret ediyor, dönüp diğer yolcuların bakışını kontrol edemiyorum, sınavdan geçtim mi acaba? ) Bileti alırken söylemiştim... ( Artık susmam gerekiyor, otobüstekilerin gözüne girebilmek için iyice abartmaya başladım, yalanlarıma bir son vermeliyim. ) Şey..."
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
220 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.