Batıda yaşayıpta haktan adaletten yana olan bir yazar çizeri görmek Halley kuyruklu yıldızını görmek kadar zor veya imkansız gibi görünecektir. Malum yeni dünyaya açılan pencereyi aralayan sözde Colombus denilen maceraperest tipin hem macera hem zenginliğe ulaşma hem de esrarengiz yaratıklarla karşılaşma arzusu ile birlikte paganist hristiyanlığa hizmet etmenin bir baş yolunu aralamak demektir. Son cümleden girişi yapmak gerekirse dünyada ve ahirette kurtuluşu yakalayabilmesi için kişinin hristiyan olması gerekmektedir. Hristiyanlık ise tahrif edilmiş birbiri ile alakası ne kadar olmasa da bir kaynaktan çıkıp farklı dallara(yorumlara) tabii tutularak kanonik hala getirilmiştir. Kitap haline getirilmesi ile farklı dört kitap olması nedeniyle bunların da tefsir edilmesi gerekiyordu. Bu tefsir ile mezhepler doğmuş farklı ülkelerde farklı yaşayış biçimlerine bürünmüştür. Her ne kadar iki büyük kola Katolik ve Ortodoks diye ayrılsa da bundan sonra da Katolik zihniyeti yanlışlarla dolu, baskıcı, gelişime kapalı, engizisyonvari hareketlere girişmiş ve kendi arasında savaşlarla kendilerini bitirmek için çabalamışlardır. Katolikliğin içinden çıkan Protestanlık faşist kardinaller ve papanın sultasına karşı yenilikçi bir zihniyet ile Avrupa'nın göbeğinde zuhur etti. İşte en büyük değişim ve dönüşüm burada başladı. Çünkü kapitalizmin ayak sesleri Protestan ahlaki ile birleşip özgürlüğü, serbestliği, toplumdan kopuk bireyler olarak bir çerceve çizdi. Her ne kadar kurallar yok gözükse de kutsal kitabın dikte ettiği ve girişimci ruhu ile yeni olana, bilinmeyene, en uç noktaya kadar kişiyi götürmek için gözünü hırsla kaplamayı makul ve makbul göstermesidir. Hem Avrupa'da hem de yeni dünyada içeride ve dışarıda kendi geri kalmışlıklarına her ne kadar din ayak bağı olduysa da hem Yahudiler, hem Çingeneler ve Müslümanlar baskı, zulüm, işkence ve din değistirme ile yaşadıkları yerlerden ya mahkemeler (sapık engizisyon ile) ya da sürülerek temizlik hareketine girişmişlerdir. Paganist Hristiyanlık sapkın azgın hukuksuz bir medeniyet beşiğidir. Bu zihniyete sahip olan yazarın her ne kadar Amerikan soykırımı deyip konuyu Nazi Almanyasına ara ara değindirip dünyada sadece lanetlenmiş kavim Yahudiler zulme ve gadre uğramış başka kimse zulme uğramamış gibi bahsetmesi de çok manidar. Sonuçta batının icinde asalak gibi gettolarda yaşayıp çekirdek aile nüvesini korumayı başarmış, bu başarmışlık ile zenginliğe ulaşamayı kendine şiar edinmiş bunun sonucunda hem savaşları hem de imparatorlukları borç altına itip kendilerine kocaman bir alan açmışlardır. Kendilerine yapılanları sonrasında yapanlara çevirerek zihinleri altüst etmeyi de başarmışlardır. Bu soykırım da paganist hristiyan kadar sapık yahudi inancı da çok çaba göstermiştir. Bu ideolojik çıkarımın sonucuna siz yeni su yolların keşfi deyin, yeni arayışlar deyin, yeni insanlarla tanışma deyin veya adını ne koymak isterseniz koyabilirsiniz. Sonuç mu çok daha hızlı sömürülen doğanın ve insanların katledildiği, kendinden olmayana hayvan gözüyle bakılanların yok olduğu adına da kutsal temizlik ve terbiye dediğimiz SOYKIRIM TARİHİ çıkmaktadır...

Amerika’nın Soykırım TarihiDavid E. Stannard · Ketebe Yayınları · 202026 okunma

·

402 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mete Hun