Viktor E. Frankl tarafından kaleme alınmış, yazarın Auschwitz ve diğer Toplama kampı deneyimleri, Logoterapi anlatımının olduğu ve sonradan eklenmiş trajik iyimserlik başlıklı ek yazıyla birlikte 3 ayrı bölümden oluşan kitaptır. Kendi kişisel eleştirimi yapmak istiyorum. İlk bölüm gerçekten çok duygu yüklüydü. Yaşanan zorlukları ve acıları okurken yaşananları hissedebiliyorsunuz, aynı zamanda kendi acı ve dertlerinize dönüp sık sık bakacak fırsatı buluyorsunuz. Bu kitabı bir arkadaşım önermişti, önerdiği gibi güzel bir kitap ve zor bir zamandan geçiyorsanız size yardımcı olacaktır. Bana biraz düşünme fırsatı vermiş olsa da her şeyi kaldırıp bir köşeye koyacağım kadar yardımı dokunduğunu söyleyemem. Bu kitabı okumadan önce veya okurken youtube'da Beyhan Budak'ın yapmış olduğu "insan en fazla ne kadar acıya katlanabilir" adlı videoyu izlemenizi tavsiye ederim. O videoyu Beyhan Budak bu kitabı temel alarak hazırlamış, o yüzden bence harika bir videoydu. İnsan ne kadar acıya katlanabilir? Bunun bir sınırı yoktur önemli olan acıyı anlamlandırmaktır diyor yazar. Acınızın bir anlamı olmalı. Bu kitaptan çokca alıntı yaptım, ileride dönüp o alıntıları okumak bu kitabı hatırlamak için iyi olacak. Kitapta çokca güzel düşünülmüş sözler bulacaksınız. İkinci kısım logoterapi nedir biraz ona odaklanmış. Bu bölüm 18 başlıktan oluşuyor ve bu başlıkların çoğu kısa kısa açıklanmış. O yüzden yeterli bulmadım. Sanki büyük ve çok komplike bir konunun özetinin özetini okuyormuş gibi hissettim. Bazı yerlerde anlatımın koptuğunu hissettim. İlk bölümde de öyle, bir olay örgüsü olmasına rağmen sıralı anlatımdan ziyade bir ileri bir geri zamandan anlatımlar yapması can sıkıcı olabiliyor. Bence bu kitap 2 3 ayrı bölüm yerine tek bölümden oluşmalı ve yazarın kamp deneyimlerine daha ayrıntılı, düzenli ve sıralı deyinmeliydi. Kamp deneyimlerini okumak cidden insanda bir çok duygunun aynı anda akmasına sebep oluyor. Dediğim gibi ikinci kısmın anlatımını çok yeterli bulmadım. En sevdiğim kısım sevgi ve cinsellik üzerine yaptığı yorumdu. Bu konuda ortak düşünüyoruz. Kısaca cinselliğin sevginin bir sonucu olduğundan bahsediyordu. Ama geriye kalan başlıklarda anlatılanları biraz bağlantısız veya çok iyi planlanmamış buluyorum. Üçüncü kısım sonradan yeni basımlara yazar tarafından eklenmiş. Her koşulda İyimser olabilme ve iyimser kalabilmeye odaklanıyor. Kitabın 155 sayfa olması üzücü. Logoterapinin de üzerinden öylece geçilmiş gibi hissettirmesi canımı sıktı diyebilirim. Yazarın diğer kitaplarına yönelmek gerekiyor belliki ancak daha derinlikli bir anlatım beklediğimi de söylemem gerekiyor. Bana sorarsanız 155 sayfa en fazla 2 3 günde bitirilebilir ve 155 sayfadan çok fazla istifade edebilirsiniz. Kalın bir kitap okuyorsanız arada bu kitabı okuyabilirsiniz iyi gider. Ben günlere yayarak iş yerimde boş zamanlarımda, serviste okumayı tercih ettim. Sizde işe giderken yolda okuyabilirsiniz. İnce olduğu için taşınmasıda kolay. İyi okumalar dilerim.
