Gözleri doluyor
tozlu çerçevedeki
Mustafa Kemal'in
Bir elinde Cumhuriyet'in
kum saati
bir elinde
"Adalet mülkün temelidir!"
Ahmet Erhan
Tarikatlar Osmanlı döneminden itibaren denetim (!) altında tutulmaya çalışılmıştır. 1925 sonrası "Tekke ve Zaviyeler"in kapatılma çalışmaları, tarikat üyelerini isyana ve göçe sürükledi. Fakat bu onları durdurmadı. Yeraltında faaliyetlerine devam eden bu topluluklar vakıf, dernek adı altında cemaatleşerek gün yüzüne çıktı.
Süleyman Hilmi Tunahan "Süleymancılar" cemaatini kurdu. Kur'an kursları açarak Anadolu'ya yayıldılar. Said Nursi "Nur" cemaatini kurarak yazdığı eserlerle cemaate önderlik etti. Said Nursi'nin ölümü sonrası cemaat bölündü. Bu bölünme sonucu -hepimizin de bildiğini düşündüğüm- en aktif olan isimlerden Fetullah Gülen, cemaatiyle müthiş bir örgütlenmeyle ülkeye yayıldı. Dershaneler, özel okullar, TSK, MİT.. AKP'nin de desteğiyle artık her yerdelerdi. Cemaatin gerçekleştirdiği kıyımların sonu, 2016'da gerçekleşen darbe ile sonuçlandı. Darbe sonucu Fetullah Gülen Hocaefendi, artık FETÖ yani Fetullahçı Terör Örgütü'nün başıydı.
Peki devletin her alanına yerleşen terör örgütü temizlenebildi mi? Örgüt üyelerinin almakta olduğu cezalar, diğer cemaatleri korkutabildi mi? Elbette hayır.
Dini grup, cemaat veya tarikatler, siyasetin bir parçası olmaktan geri durmadı, hala da durmuyor. 1983 sonrası oluşturulmaya çalışılan demokratik ortamdan bile en çok yararlanan onlar oldu. Bürokraside gizlice örgütlendiler, okullar açarak genç beyinleri yıkadılar, şirketler kurarak insanların kazançlarından çaldılar.
İnsanların manevi duygularını sömüren eylemlerle din kavramını kirlettiler.
Sahte şeyhlerle, hurafelerle faaliyet gösteren cemaatlerin İslam dininden uzak, Kur'an-ı Kerim'i hiçe sayarak yazdırdıkları kitaplar sadece dine değil geleneksel ve kültürel yaşamımıza da büyük darbeler vurmuştur.
Kitabın büyük bölümünde tarikatlerin yaptığı korkunç şeyleri okuyoruz.
Kendisini peygamber ilan edenler, ruhunun peygamberden üflendiğini iddia edenler, bir kez olsun namaz kılmamış olanlar..
Çocukları ve kendilerinden yardım bekleyenleri istismar edenler..
Benimle seks şifa diyerek, insanlarla zorla cinsel ilişkiye girenler..
Sapkınlık ve ahlaksızlıkları okudukça tiksineceksiniz okurken. Toplumumuzun cahilliğine üzülecek ve cahil bırakılmak için ne kadar çabalandığına sinirleneceksiniz.
İyi okumalar diyemiyorum, sabırlı okumalar..
Badeci Şeyh'in Sır Odası bu kitabı da okumanızı tavsiye ederim, tabi içiniz kaldırabilirse. Cehalet bu Ülkede en büyük sorun malesef.
Şehvetiye tarikatını da okumuştum, işin ilginc yanı adamın sözde imam.nikahı ile eş yaptıklarının çoğu Üniversite mezunu işte bunun için hangi diplomaya sahip olduğunuz değil neyi nasıl gördüğünüz önemli!
Bu kitapta anlatılanları İsmail Saymaz Mahkeme kayıtları ile ortaya koymakta atmasyon kurgu felan değil gerçeğin ta kendisi
Timur Soykan'ın kitabında şarlatan uyanık cinsel uzvunu nur çeşmesi diye tanımlıyor.
Badelenme, tabi olma vs.
Türkiye malesef bu vb konularda Afganistan dan bile geride hızlada koşar adım karanlığa doğru sürüklenmekte.
Bu din ve dini çıkarına kullananlar konusu ansiklopedileri doldurur, kimileri kızabilir ancak iman gözlüğünü takıp söylenen herşeyi gerçek kabul edenler daha çook akla ziyan durumlar yaşarlar.
Son olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün kıymetini bilmeyenler,
Böyle şarlatanların her isteğini iman diye, din diye yerine getirler.
Allah Akıl fikir versin diyelim.
"Görünürde, faaliyetleri yasaklanmış olan tarikat ve cemaatlerin kavuştuğu meşruiyet bugün itibariyle merdivenaltı oluşumların ve sahte şeyhlerin döl yatağına dönüşmüştür. Sorgulanması gereken, asıl bu döl yatağıdır."