Godot tan daha önemlisi bence gogo ve didi kim?Ayyyyy ne tatlı kitaptı. 2. Oyun okuyuşum. O yuzden biraz korkarak başladım ama diyalog olarak ilermesi ve bence yazarın başarısıyla şu gibi aktı. Tekrarların çok olduğundan bahsediliyor ama tabii ki özellikle yapılmış bu tekrarlar.
Şimdiiii bu Godot kim? Kimine göre Tanrı kimine göre umut. Bana göre de yaşama sevinci yani mutluluk yani hayat. Godot gelir gelmez kitabı okuyun öğrenin zaten bence gelmesi değil beklenmesi mesele. Her şeye rağmen beklenmesi umut edilmesi .. o yuzden godot bence umut değil çünkü zaten Bi umut bekleniyor
Ben karakterleri çok beğendim. Biraz arabesk bir tabirle Estargon un gönül, Vladimir in de akıl olduğunu bu yüzden ayrilamadiklarini, birinin mantıklı digerininse daha duygusal davranmasindan anladım.. Hatta çoğu yerde V diyor ki sen unutuyorsun ben hatırlarım. Kitaptan sonra biraz arastirinca isimlerin kısaltması olan gogo ve didi yi de Freud un ego ve id sine benzettiklerini gördüm. Daha da artırıyor ve pozzo ve Lucky nin de kalp ve beyin old dusunuyorum . Lucky beyin, belki yaşlanmış bir beyin Pozzo onun eskiden her şeyi hatırladığını artık unuttuğunu söylüyor ve pozzo ya bağlı. Yani bu kalben yaşayan bir adamın simgelestirilmesi gibi. Kalbin isteğine göre yaşıyor.. Bir sürü gereksiz bilgisi var ve en önemlisi elinde yüklü bavullar var asla bırakmıyor malum beynimizde de yuklerimiz vardir böyle bir türlü geride birakamadigimjz anılar.
Neyse uzadı. Kısacık kitapta çok fazla şey var iyi ki okumuşum. Eser hapishanede oynandiktan ve bütün suclular ayakta alkisladiktan sonra tekrar incelenmis ve ünlü olmuş. İlginç ne hissettiler acaba.
Yazar da çok cool. Nobel i kazandıktan sonra röportaj yapmak istiyorlar, bir şartla kabul ediyor : ona soru sorulmamasi. Videosunu izledim asla konuşmadığı bir 5 dk sessiz röportaj
Birkacta merak ettiğim şey var, araştırdım ama bulamadım
1) pozzo bir yerde Abdullahimi kaybettim diyor piposundan için. Ne demek istiyor kime gönderme yapıyor
2) sahne başlarken Estargon yani ego yani kalp benlik bir ayakkabıyla boğuşuyor bir türlü çıkaramıyor, sıkmış ayakkabı. Vladimir ise ona bunun kendi suçu old ayakkabının suçu olmadığını söylüyor. Hatta kendi ayağının suçu.. ayakkabıyla ne vurgulanmaktadır istenmis bilen varsa beni de lütfen aydınlatın