Lise yıllarımın yazarı Resat Nuri Guntekin'...
Damga,sayfalarını merakla cevirerek okuduğum I.Meşrutiyet'ten hemen önce ve I.Dunya Savaş'ı çerçevesinde İffet Bey'in çocuklugundan başlayarak hayatına eşlik ettiğimiz bir eser.
İffet Bey abisiyle birlikte önce kösklerinde eğitim alır,daha sonra diğer çocuklar gibi okula gitse de ailesinin saray yanlısı olmasından dolayı imtiyazli bir çocuktur.Ama o diger cocuklar gibi olmak,aynı muameleyi görmek ve onlarla arkadaşlık etmek istiyordu.
Sert ve soğuk babası,abisi ve dadısıyla gecen hayatında yalnız hissediyordu.....
Meşrutiyet ilan edildiğinde babası Midille'ye sürülür,abisinin aksine babasını son nefesine kadar orada yalnız birakmaz.
Istanbul'a döndüğünde çalısması gerektiği için,bir ailenin çocuklarına ders verir aynı zamanda yarim biraktiğı hukuk eğitimine de devam eder.
Ders verdiği çocukların üvey annesine aşık olur.Konakta firsat buldukça gizli gizli buluşurlar.Bir gün bu yasak aşkın ortaya çıkmasını engellemek için büyük bir fedakarlik yapar.Sevdiği kadının onuru kurtarmak için, hırsızlık yapmak için orada bulunduğunu söyler.Cezaevinde kaldığı 6 ay boyunca da sevdiği kadın hiç uğramaz.Cezaevinden çıktığında artik hiç kimse ve hiçbir şey eskisi gibi değildir.O artık bu hırsızlık lekesini ömrü boyunca taşıyacaktır.
Sayfalarca yasak aşk uğruna yapılan fedakarlığa değdi mi diye merakla okudum.Sonu gerçekten çok ama çok şaşırtıcı oldu.
Yazıldığı dönemi düşündüğümüzde anlamayı zorlaştirmayacak düzeyde kulağa hoş gelen eski turkçe kelimelerin olduğunu,insanlarin birbirine naif uslupla hitap ettiklerini görüyoruz.Dönemi hissederek cephelerde şehit ya da gazi olan ecdadımızı hatırlamak yureğime ayrı dokundu.
Keyifli okumalar...